Bu ülkenin kozmik odasına girildi; en gizli planları, sırları çalındı kimsenin sesi çıkmadı. Whatsapp uygulaması veri paylaşım kurallarını değiştirmek istedi yer yerinden oynadı. Artık kimin nasıl ‘’gizli’’ kalması gereken sırları varsa herkes telaş içinde kaçmaya çalışıyor. Evet biliyorum kaçmaya çalışan insanların çoğunluğu kendini ‘’önemli ve duyarlı’’ hissetmek için o kalabalığın içinde.

İnsan böyle bir yazıya nasıl başlayıp, nasıl devam edeceğini bilemiyor. İlk aklıma gelen George Orwell’in 1984 adlı distopik romanı oldu. Orwell’in Rusya’yı eleştirmek için yazdığı romanda büyük abi tarafından sürekli izlenen bireyleri anlatıyor. Birkaç kişiyi değil bütün bir toplumu izliyorlar ve güncel duruma göre tarih yeniden yazılıyor. Bir gün savaştıkları ülkeyi kötülerken tarih kitaplarında ve gazetelerde; o ülkeyle barış yapılınca tarih ve kitapları değiştirilip kötüledikleri kısmı çıkartıp övgüler dizilmiş yeni kısımlar ekleniyor. Bir gün ‘’kardeşim’’ dediklerine ertesi gün ‘’cani’’ diyorlar.

Zamanını tam anımsamıyorum ama sanırım on yıl kadar önce okuduğum bir makale; Orwell’in öngörülerinin %80 oranında gerçekleştiğinden bahsediyordu. Günümüzde bu oranın  %100’ü aştığını düşünüyorum. %100 nasıl mı aşılır; Orwell’in öngördüklerine birçok yeni yöntemin eklenmesiyle.

2015 yılında; evinizde kullandığınız Samsung internete bağlanabilen ‘’akıllı’’ televizyonlar için Samsung firmasından evinizdeki konuşmalarınızın üçüncü bir şirkete aktarabileceği konusunda bir açıklama gelmemiş miydi? 2013 yılında LG; akıllı televizyonların bu özelliğini kısıtlamak için yeni bir güncelleme yayınlamamış mıydı? 1984 adlı romanda bireyler evlerdeki televizyonlardan izleniyor ve gözleniyordu değil mi?

Windows işletim sisteminde birçok arka kapı olduğu için Avrupa ülkelerinin hemen hemen hepsi bu sistemi devlet kuruluşlarında kullanmaktan vazgeçti. Bizim ülkemiz de bu açmazdan kurtulmak için milli işletim sistemi Pardus’u geliştirdi ama maalesef tüm iyi ve doğru yapılan işler gibi bu işletim sistemi de yok edildi. Tıpkı Aselsan’ın 1997 yılında ürettiği ve birçok yeniliği içinde barındıran; yabancı oluşumlar tarafından dinlenemeyen Aselsan 1919 adlı  cep telefonunun hileyle, oyunla,  ruhunu şeytana satmışların işbirliğiyle piyasadan silinmesi gibi.

Bu gün iletişim amacıyla kullanılan birçok cihazın içinde gizlenmiş kodlar var. Yaptığınız görüşmelerin hepsi kaydediliyor. İstedikleri yeri, istedikleri zaman dinliyorlar. Kullandığınız birçok ekipman uzaktan etkisiz hâle getiriyorlar. Hassas CNC torna tezgâhları için bile geçerli bu durum; askeri aletler ve askeri iletişim için nasıl tuzaklar olduğunu siz düşünün artık.

İnternet ortamında güvende olmanın tek yolu internete girmemek; bunun dışında asla güvende değilsiniz. Web sayfalarında yaptığınız her arama kaydediliyor. Girdiğiniz her site, gönderdiğiniz her mesaj kaydediliyor. Dünyada başka bir paylaşım süreci çoktan başladı. Web sayfalarından toplanan bilgiler sürekli analiz ediliyor. Biriken bu veriye ‘’big data’’ deniyor. Sadece alış veriş tercihlerinizi takip etmiyorlar, ne okuduğunuzu, ne paylaştığınızı, siyasi bakışınızı izlemeye devam ediyorlar. Herhangi bir seçimde kime oy vereceğinizi neredeyse doğruya yakın bir kesinlikle belirliyorlar. Elde ettikleri bu bilgileri şirketlere, devletlere, istihbarat örgütlerine satıyorlar.

Korkutucu olan kısım ise algılarınızla oynayarak tercihlerinizi etkileyip, istediklerini iktidara getiriyorlar ya da getirmeye çalışıyorlar. Sizler Whatsapp’tan korkarken Facebook’u hiç aklınıza getirmiyorsunuz. Üstelik Facebook Whatsapp’ın da sahibi. Zaten bu bilgileri sattıkları için kurucuları yargılandı.

İlginize göre içerik paylaşıyorlar sizlerle. Seçme yetinizi etkileyerek istedikleri insanı yani kendilerine hizmet edecek olanları seçtirmeye çalışıyorlar. Whatsapp’ın gizlilik değişikliğiyle ilgili Avrupa ülkelerinden de itirazlar yükselince Avrupa, Ortadoğu ve Afrika politika direktörü Niamh Sweeney gizlilik değişikliğinin Avrupa Bölgesi’ni kapsamadığını açıklamak zorunda kaldı. İkiyüzlülükle bir kere daha karşılaşmış olduk.

Bu açıklamadan şu çıkarımda da bulunabiliriz; ‘’biz Avrupa’yı manipüle etmek istemiyoruz, biz Orta Doğu ve Afrika’yı manipüle etmek istiyoruz’’. Yapılan açıklamanın alt metnidir bu. Zaten yaptıkları hiçbir eylemi gizlemiyorlar; sadece biz ya anlamıyoruz ya da görmezden geliyoruz.

Terminatör filmindeki insanları yok etmek için savaşan yapay zeka Skynet; günümüzde yazdığımız her harfi, her cümleyi, noktayı, virgülü takip eden; milyarlarca insandan elde ettiği ‘’bilgiyi’’ analiz eden Google olabilir mi?