Olayı hepiniz duymuşsunuzdur.

Gaziantep’e bağlı Şahinbey ilçesinde park yeri yüzünden komşular arasında resmen savaş çıktı. Silahların da kullanıldığı kavgada 3 kişi öldü, 5 kişi de yaralandı.

Birkaç gün önce de İstanbul Kadıköy’de “yan baktın” kavgasında bir kişi öldürülmüştü. Milli kick boksçu Berke Şahin, kız arkadaşıyla eğlence mekanından çıktıktan sonra “yan bakma” yüzünden iki kişiyle tartışıyor ve darp ediyor. Olay yerinden ayrılan kişileri takip ediyor ve yakalayıp bıçaklayarak öldürüyor.

İTÜ mezunu elektrik mühendisi 23 yaşındaki genç de, İstanbul Beyoğlu’nda sokak serserileri tarafından bıçaklanarak öldürüldü.

Bu cinayetler son bir haftada gündeme gelenlerden sadece bir kaçı...

İnsan hayatı bu kadar mı ucuz?

Hiç yok yere insan öldürmek neyin kafasıdır Allah aşkına?

Sokakta yürümek bile tehlikeli hale geldi…

Birine kazara çarpsan dönüp bakmayacaksın, yoksa başına ne geleceğini bilemezsin.

Karşılıklı saygı, hoşgörü hiç kalmadı.

Saygı ve sevgiyi bıraktık, kin ve öfke ile beslenir hale geldik.

Türkiye’nin her yerinde sokakları tapulu malı gibi gören cahil zihniyet yüzünden sürekli park kavgaları çıkıyor, insanlar ölüyor.

Arabayı evinin önüne değil de, iki sokak öteye park etsen ne olacak?

Sadece park için değil, her şeyde kavga çıkarmayı alışkanlık haline getirdik.

Selam versen dövmeye kalkıyorlar desek abartılı olmaz.

Gücü yeten saldırıyor. Gücü yetmezse silaha, bıçağa sarılıyor.

Bu kafayı değiştirmek lazım…

Sevgi, saygı, hoşgörü ile değil de öfke ve kinle hareket edersek işimiz gücümüz kavga etmek olur…

Eskiden komşunun cenazesi varken düğünü ertelerdik, televizyonu açmaz, biz de yas tutardık…

Şimdi komşuyu öldürmek için bahane arar noktaya geldik…

Sadece komşuluk değil, insanlık bitti…

Yan baktın veya park yüzünden kavga etmenin bir fayda getirmediğini ne zaman anlayacağız?

Kavga etmeyi ve adam dövmeyi, başkasının hakkını gasp etmeyi marifet sayan anlayıştan kurtulmadıkça bir arpa boyu yol alamayız…

Önce ben değil, önce insan diyebilmeli…

*****

Ahlâk ve şampiyonluk

1984 Olimpiyatlarında judo final müsabakası. Minderde Mısırlı Judocu Muhammed Ali Rasvan ve rakibi Japon Yaşuhiro Yamashita.

Müsabakalar sırasında Japon Yamashita’nın sağ ayak kasları yırtılır ve final karşılaşmasına sakat olarak çıkar. Olayı hatırlamayanlar, bilmeyenler, bulup videosunu izlerlerse görürler.

Yamashita sol ayağıyla yürüyor, sağ ayağını resmen sürüklüyor peşinden…

Maç sırasında Muhammed Ali’nin antrenörü kenardan sürekli bağırır; “Sağ bacağına oyna, sağ bacağına vur!”

Hakikaten maçı izleyen herkes de görüyor ki, Muhammed’in rakibinin sağ ayağına bir defa vurması yetecekti. Fakat yapmadı. Yenildi ve gümüş madalya ile yetinmek zorunda kaldı.

Maçtan sonra etrafını saran bütün gazetecilerin sorusu aynıydı...

“Niçin yapmadın?”

Cevabı manidardır:

“Benim dinim İslâm, insana, yaralıya, hele de yaralı yerinden vurmayı yasaklıyor. Eğer o durumdayken bir de ben yüklenip yaralı yerine vursaydım, sakat da kalabilirdi. Madalya için bunu ona yapamazdım…”

Muhammed’in bu tavrı ayakta alkışlandı. Uluslararası Fair Play Komitesi tarafından “1984 Fair Play Ödülüne” lâyık görüldü. Daha sonra gittiği Japonya’da Muhammed Ali’yi bir kral gibi karşıladılar.

O sene binlerce kişinin Muhammed Ali’nin bu tavrından etkilenip, İslâm’ı inceleyip Müslüman olduğu tahmin ediliyor. Muhammed, kimseye “Müslüman olun” demedi, Müslüman olmaları için de bir çaba sarf etmedi, sadece Müslüman gibi davrandı ve bu da yetti. Hatta Müslüman olan Japon Riko hanım, Judocu Muhammed’e aşık oldu ve evlendiler.

*****

TEBESSÜM

Bakış

Temel otobüse binince sormuşlar:

- Ne yaptın, bilet aldın mı?

- Biletçi sanki bilet almamışım gibi bana manalı manalı baktı.

- Peki, sen ne yaptın?

- Ben de sanki bilet almışım gibi ona manalı manalı baktım.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Şefkat öyle bir dildir ki, sağır da duyabilir, kör de görebilir.

Mark Twain