Bodrum Belediye Bakanı Mehmet Kocadon, yaşanan büyük deprem sonrası bazı açıklamalar yaptı. Özellikle, Bodrum'un kentsel kimliğini koruduğuna vurgu yapan Kocadon, "Bizimle beraber Bodrum'a yatırım yapsınlar ama rantını yiyip de başka Bodrum bulurum deyip sonra gidecek olanlar Bodrum'a gelmesin" uyarısında da bulunuyor.

 Önce söylediklerine bir göz atalım:

"Türkiye pek fark etmedi ama çok ciddi bir afet geçirdik. Sabaha kadar da 200'den fazla artçıyla sarsıldık, hâlâ da sallanıyoruz, belki hissediyorsunuz. Bu şiddette bir depremin 2 bin 500 kişinin hayatına mal olacağını anlatıyor uzmanlar... O gece nereden baksanız 800 bin ile 1 milyon arası insan vardı Bodrum'da... Ve tek kişilik can kaybımız yok. Oysa Bodrum bugüne kadar hep imar kirliliği konusunda eleştirildi, alt yapı yok denildi, Bodrum bitti denildi. Gördük ki Bodrum bitmemiş ve çok sağlam bir yapı stoğumuz varmış. Ben imar kirliliğinden en fazla yargılanan belediye başkanıyım. Peki bu kadar imar kirliliği vardı da niye bir tane evimiz yıkılmadı? Niye can kaybı olmadı? Bodrum'un hakkını vermek lazım. Bodrum kentsel kimliğini koruyarak bu günlere geldi, korumaya da devam edecek. Bakmayın siz bazı açgözlüler bu kentsel kimliğimizi bozmaya çalışıyor. Bodrum'un rantını yemeye çalışıyorlar ama biz her zaman söylüyoruz, bizimle yaşamak isteyenler Bodrum'a gelsin. Bizimle beraber Bodrum'a yatırım yapsınlar ama rantını yiyip de başka Bodrum bulurum deyip sonra gidecek olanlar Bodrum'a gelmesin. Ben burada sayın valimize, kaymakamımıza çok teşekkür etmek istiyorum. Hepimizin tek korktuğu, can kaybıydı. Bütün birimleri; emniyetimizi, jandarmamızı, zabıta personelimizi hemen devreye sokarak can kaybıyla, hastanelerle ilgili bilgiler almaya başladık. Ve ilk yarım saat içinde böyle bir haber gelmeyince çok rahatladık. Sayın kaymakamımızın konutunda olağanüstü hal birimini oluşturduk önce... Emniyet müdürümüz, jandarma komutanımız, sayın valimiz de hemen Bodrum'a geldi. Bizim o gece öğrendiğimiz en önemli şey afet anında yarımadada yaşayan halkın paniğini nasıl önleriz ve sakinleştiririz... Eğer hızlı bir şekilde, bu insanlara Bodrum'da korkulacak bir şey olmadığını yayabilseydik, bu kadar yaralımız bile olmazdı. Bu panik halinde arabasına binip Bodrum'dan çıkmak isteyenler oldu ama inanın hepsi geri gelecekler."

Şimdi de söyleyeceklerimize geçelim:

Bodrum, hemen her kesimce "rant yeri" olarak görülüyor ve değerlendiriliyor. Bu nedenle de "hizmet anlayışı" ikinci, hatta daha geri planlara düşüyor. Bunu her sektörde görmemiz mümkün.

Bodrum'da ard arda açılan büyük marketler Bodrum esnafını bitirmedi mi?

Bodrum'un yerel işletmeleri çok daha kaliteli hizmet verirken, yine ard arda açılan ünlü işletmeler iyi hizmet veremediği gibi çok abartılı fiyatlarla Bodrum'u tam anlamı ile rant yerine çevirmediler mi?

Eline penseyi alan, iş aletini geçiren "ustayım" diyerek ortaya çıkıp, yaptığı işten sorumluluk duymayanlar, yüksek ücretlerle iş yapmıyorlar mı? Kaldı ki, bu "usta kılıklılar" yaptıkları işle, eskiyi bile aratıyorlar. Bir yeri yaparken, başka bir yeri yıkıyorlar.

Bugün Bodrum'da inşaat işlerini yapanlara dikkat edin. Hepsi dışarıdan gelme ve Bodrum'un güzelliklerini yok ederek binalar yapıyor, fahiş fiyatlarla satıp, paraları götürüyorlar.

Başkan "İmar Kirliliğinden en fazla yargılanan benim" diyor.

Bodrum'u korumak için artık imar izni vermeyin. Bodrum'un güzelliğini ve özelliğini korumak da ilk önce Belediyenin işidir.

Dikkat edilecek olursa her yaz, Bodrum'da yanmayan, yakılmayan yer olmuyor. Bunların ranta dayalı yangınlar olduğunu artık görmemiz gerekiyor. Önlemlerin de bu doğrultuda alınması gerekmiyor mu?

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde alt yapı kurulmadan, hiçbir yapıya izin verilmiyor. Her şey de çok iyi denetleniyor. Bodrum alt yapı eksikliği ile de dikkat çekiyor. Halen fosseptik kokuları yayılıyor. Alt yapısı bu kadar zayıf olan yere bu kadar imar izninin de verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.

Herkesin gözü, "kısa zamanda nasıl köşeyi dönerim" anlayışında olunca buranın rant yeri olmadığını iddia edebilir miyiz?

Bu rant anlayışında olanlarla mücadelede Belediyenin en önlerde yer alması gerekiyor. Hiç kimse şüphe etmesin, Bodrumlular bunun arkasında yer alacaklardır.

Doğrudur, Bodrum yüzyılın en büyük depremini yaşadı. Can ve mal kaybının olmayışı sevindiricidir. Bütün bu yaşananlara ve olumsuzluklara rağmen Bodrum, her açıdan güvenli, sağlam temellere oturmuş ve kendisini koruyabilen bir belde olarak öne çıkıyor.