Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri Kerime Nadir’di. Büyük eleştirileri ve büyük övgüleri üzerine çekti. Yazarlığını topluma ve gerçeklere sırt çevirerek kendi dünyasında sürdürmekle” eleştirildi.  Köşklerde, yalılarda geçen olaylarla, soylu ve seviyeli kişileri anlatan romanlar yazmakla, itham edildi. Onu, çağının sorunlarına ilgisiz, romantik aşkları anlatan piyasa romancısı olmakla suçladılar.

Öte yandan romanlarının yığınlar tarafından kabul görmesi nedeniyle onu “halka okuma sevgisi aşıladığı ve okuru gerçekçi romanlara hazırladığı için” dikkate değer bulanlar da oldu.

Oysa Kerime Nadir’in aşk romanı alanındaki emeklerini küçümsemek yerine, bu emeklerin sosyolojik anlamını çözümlemekte yarar vardı.

Kerime Nadir, 5 Şubat 1917’de İstanbul’da doğdu. Asıl adı, Kerime Nadir Azrak’ tı. Mısır Kadısı Şebinkarahisar’lı Hattat Zade Yahya Reşit Efendi’nin torunu Maliyeci Nadir Azrak’ın kızıydı.

İlk ve orta öğrenimini çeşitli okullarda tamamlayan Azrak, 1935’te İstanbul Bebek Saint Joseph Sörler Okulu’nu bitirdi. Ayrıca özel eğitim gördü Çocukluğunda yaz aylarını genellikle teyzelerinin Beylerbeyi ve Çamlıca yolundaki köşklerinde geçirirdi.

Kerime Nadir’in ilk öyküleri Servet-i Fünun, Uyanış, Yarımay gibi dergilerde yayımlandı. Nesir çalışmaları Ayda bir, Yedigün, Hayat dergilerinde çıktı. İlk romanı “Yeşil Işıklar” 1937’de yayınlandı.

1937’den 1984 yılına kadar otuz dokuz roman, bir öykü ve bir de yazarlık anılarını derlediği anı kitabı yayımlanmıştı.

Kerime Nadir’in romanları harf sırasıyla Akşam, Cumhuriyet, Demokrat İzmir, Hakikat, Halkın Sesi, Hayat, Hürriyet, İstanbul Ekspres, Son Posta, Tan, Tasvir, Tercüman, Vatan, Yedigün, Yeni Gazete, Yeni İstanbul gibi dergi ve gazetelerde tefrika edildi Sonra kitap olarak çıktı.

Romanlar baskı üstüne baskı yaptı ve sessiz sakin yazarını bir anda şöhretin zirvesine taşıdı. Sade ve herkesin anlayabileceği, kolay anlaşılır bir dil kullandı.

Kerime Nadir’in kitapları aşk hikâyelerini anlatıyordu ama her romanın bir toplumsal mesajı vardı. Bazılarını kapsayan kısa bir gezinti yapalım:

Aşk Bekliyor Milli çevrelerimizde, millî tiplerimizde eşsiz bir canlılık veren hazin, tatlı ve derin bir aşk macerasıydı.  Temiz bir sevgi sonsuz şefkat ve güzel bir hayatın yansımalarıydı.

Aşk Fısıltıları, çeşitli ilginç olayların nefis dokusu içinde aşkın en temizini sunan bir romandı. , Gizli bir tutku ile birbirini ölesiye seven iki gencin aşkını anlatıyordu.

Küçük bir köy öğretmeninin hazin romanının adı Aşka Tövbe’ydi. ...

Hıçkırık, yedi yaşında öksüz kalan bir çocuğun evlatlık olarak alındığı evin tek çocuğuna karşı duyduğu büyük aşkın romanıydı.

Bir okurunun "Artık 'Hıçkırık’tan daha derin romanlar yazmalısınız" anlamına gelebilecek sözlerinden etkilenen Kerime Nadir’in zor bir dönemine denk gelir "Posta Güvercini".  Yazımı bir yıl sürdü. "Cumhuriyet" gazetesinde tefrika edildikten sonra  Fransızcaya  da çevrildi.

Samanyolu “İnsanlar tuttukları yanlış yolu çabuk anlasalardı, yeryüzünde ıstırabın anlamı kalmazdı,” mesajını veriyor.

Zambaklar Açarken,  babası tanınmış bir yazar olan ünlü bir futbolcunun, babasından habersiz bir şekilde evlenmesi ve maçlarından dolayı ülkesine dönemediği için, karısını babasına emanet etmesiyle başlayan olaylar birbirini izler.

Her birinden söz etmek imkânsız ancak diğerlerini şöyle sayabiliriz:

 Zambaklar Açarken,  Aşk Rüyası,  Balayı,  Bir Aşkın Romanı, Bir Çatı Altında, Boş Yuva, Dehşet Gecesi, Dert Bende, Esir Kuş (1957) Geciken Müjde, Gelinlik Kız, Gönül Hırsızı,  Güller ve Dikenler, Gümüşselvi, Günah Bende mi? Kaderin Sırrı, Kahkaha ( Aşk Hasreti), Kalp Yarası, Karar Gecesi, Kırık Hayat,  Mücrim (Suçlu) O gün Gelecek mi? Ormandan Yapraklar… Pervane, Romancının Dünyası, Ruh Gurbetinde, Saadet Tacı, Seven Ne Yapmaz Sisli Hatıralar, Solan Ümit, Sonbahar, Son Hıçkırık, Suya Düşen Hayal, Uykusuz Geceler, Yeşil Işıklar

“Kerime Nadir iki kez evlendi. Evlilikleri kısa sürdü. Neden aşk romanları yazdığını şöyle açıklamıştı.  "Hayatta beni etkileyen ve beni yazmaya sevk eden unsur, insanların aşk konusundaki vefasızlığı, egoizmi, anlayışsızlığı olmuştur."

Genel olarak romanların kadın kahramanları delişmen, hoppa ve kendini seven erkeği anlamayan, ya kendini de başkalarını da sevemeyen ya da aşka karşılık vermeyerek erkekleri üzen veya çok kolay aldanarak erkeklere kapılıp giden karakterler olarak karşımıza çıktı.

Erkekler daha munis, romantik, duygulu olarak ele alınmıştı.

Maçka Palas’ta yaşayan Kerime Nadir, kansere yakalandı. 20 Mart 1984’de,  67 yaşında iken hayata gözlerini yumdu.