Geçen hafta kendi meslektaşlarımın yıllarca masa başı, kulaktan dolma, hiç bir ıspata dayalı olmayan haberlerinin  magazin gazeteciliğine ne kadar zarar verdiğini dile getirmiştim.

En son da bir anne olan ve eşi kilometrelerce uzaklarda ceza evinde bulunan  ünlü sanatçı Ebru Gündeş' e yine hiç bir dayanağı olmadan ispattan uzak onur kırıcı yapılan haberi eleştirmiştim.

Bu hafta da yine kulaktan dolma haberin muhatabını aramadan ya da araştırmadan nasıl olsa çok dikkat çekici mantığı ile yapılan bir haber ile başlamak istiyorum.

Bu kez haber olan  Türkiye'nin en başarılı ünlülerinden Huysuz Virjin.

Huysuz Virjin olarak ünlenen Seyfi Dursunoğlu 'nun gözlerinde problem olduğu ve usta sanatçının geçici körlük yaşadığı iddia edildi.. Dursunoğlu, hakkında çıkan haberlere hemen kendi ağzından açıklama yaparak,  "Yıllar önce bir  sabah gazeteyi açtım. Ferdi Özbeğen ile ikimizin fotoğrafı, altında "ikisi de prostat kanseri başlığı var. Böyle haber çıktı. Halbuki benim  kalbime stent takılmıştı. Uzağından, yakınından alakası yok. Gazeteyi aradım, 'bu işin aslı yok' dedim. Şimdi yine böyle bir haber çıkmış. Doktor 'gözünüzde sarı leke var, mümkün olduğunca güneşe maruz kalmayın' dedi. İlaç alıyorum, başka tedavisi yok çünkü bunun. Görme bozukluğu ya da körlükle bunun aslı astarı yok.  Televizyon ışıkları beni rahatsız ediyor. O ışıklara maruz kalmamak için televizyona da ara verdim. Ben boş duramam biliyorsunuz. Şu sıralar yatağımın üzerine battaniye yapmakla meşgulüm. Gözüm bu durumda olsa battaniye yapamam diye düşünüyorum. Bu insanlar yazmak için yazıyorlar." Dedi.

İşte bir kez daha magazin gazeteciliğini yerlere seren bir açıklama,  üstelik haberin muhatabı bunu kendisi  yapıyor.

Yıllardır yalan yanlış yapılan  muhteşem haber mantığı ile araştırmadan altını doldurmadan yapılan bu magazin haberleri yüzünden magazin kötü! Magazin gazeteciliği yalan üzerine kurulmuş bir  habercilik olarak halkın gözünde yerini aldı.

Meslektaşlarımız en alt katrodan en üst kadroya kadar el ele verip magazin gazeteciliğini itibarsızlaştırdılar.

İçimizde doğru insanlarda yok değil ama iyilerin sayısı o kadar az ki !  kötülerin arasında onlar da eriyor ve yok oluyor.

Çünkü baktığımızda kötüler daha ön sırada,  kötü haberciler daha revaçda.

Ne yazık ki masa başı yalan haber üretenleri izliyorum da  bu arkadaşlar daha iyi konumda, daha başarılı gibi ortalarda göğüslerini gere gere muhteşem magazinciler olarak ortalarda geziyorlar.

Yöneticiler aslında bu yalan masa başı magazin gazetecilerine bu primi verdikleri günden itibaren magazini bitirdiklerinin ve magazin gazeteciliğini ne kadar itibarsız yaptıklarının farkında değiller.

Her geçen gün magazin gazeteciliği inandırıcılığını yitiriyor, her geçen gün kendisini tüketip, bitiyor. Ama bu böyle gitmez!  Magazin gazeteciliğini tamamıyla bitirmeden bu yalanla beslenen magazin gazeteciliğine bir son verilmeli.. Yoksa bu sektör bana göre  kalite olarak yok olmanın eşiğinde...

Piyasaya şöyle baktığımda o kadar çok işsiz magazin gazeteci arkadaşlarımız, kardeşlerimiz var ki ve her geçen gün bu sayı daha da çoğalıyor.

Günlük 3-4 kişi toplanan, masa başı magazin yorumu yapmaya çalışan tipleri de daha yazmadım. Asıl onlar magazinin altına dinamit yerleştirenler! Ekrandan bağıra bağıra konuşarak kavga çıkartırcasına bilmiş bilmiş konuşanlar var. Bu tiplerin  bir kısmı geçmişten bugüne bakıldığında, piyasada tutunamamış, ama böyle bir fırsat verildiği için ekranlarda boy gösterenler. Bu magazin yorumu yapanlardan bazıları da seviyesiz yaşantılarına karşın ekranda her sabah bağıra bağıra filozof edası ile yorum yapmıyorlar mı, resmen gülüyorum. Yakın tarihte geçmişleri lekelerle dolu bu tiplerin, magazin dünyasındaki ünlüleri eleştirmelerini görmek, magazinin ne hale getirildiğini gösteren en güzel örnektir. İşte bu yakın tarihte geçmişleri lekelerle dolu bu tiplerin magazin dünyasındaki ünlüleri eleştirmelerini görmek, magazinin ne hale getirildiğini gösteren en güzel örneklerinden..

Yakında  magazinin çirkin yüzlerini de yazacağım.

Sevgi ve hoşgörü ile kalın20