Eğitimci Nilgün Ergüven, idealist bir eğitimcinin nasıl olması gerektiğini anlatıyor. Öğrencileri için sınıfa okuma köşeleri hazırlayan Ergüven, bir çocuğun değişmesi halinde dünyanın değişeceğine inanıyor

Kadın Kadına köşemin bu haftaki konuğu eğitimci Nilgün Ergüven. Ömrünü öğrenci yetiştirmeye adayan, onlar için güzel ve yararlı projeler geliştiren Nilgün Ergüven, idealist bir eğitimcinin nasıl olması gerektiğini bizlere öğretiyor. Öğretmenlik hayatının ilk dersinde oturarak ders işlenmeyeceğini anlayan, öğrencileri için sınıfa okuma köşeleri hazırlayan Ergüven, standartlara uymayı hiç sevmiyor. Öğrencilerine de her zaman kalıplarının dışına çıkmalarını öğütleyen Ergüven, bir çocuk değişince dünyanın değişeceğine inanıyor. Kültür Üniversitesi'nde yüksek lisans yapan evli ve iki çocuk annesi Ergüven, aynı zamanda kodlama ve robotik alanında da eğitimler alıyor. 

- Çocuklar için harika projeler geliştiriyorsunuz, ilk nasıl başladı?

"Benim kaygım biraz farklı olmak ve örnek olabilmekti. Hiçbir zaman standart bir öğretmen olmak aklımdan geçmedi. Standart şeyleri hiçbir zaman sevmedim. Farklı düşünmeye, farklı bakmaya çalışıyorum. Öğretmenliğimin ilk gününde anladım oturarak ders işleyemeyeceğimi. İlk günden bu yana değişik, farklı, örnek olabilecek çalışmalar yapmaya özen gösteriyorum. Tabi, farklı olmak derken, yapılan işe bir artı değer katabilmek önemli."

Yüreklerine dokunmaya çalışırım

- Standart bir öğretmen gibi dersimi anlatıp giderim demek yerine öğrencilerinizle diyaloglar kurarak onların hayal dünyasını geliştiriyorsunuz. Tüm bunları yaparken sizi yüreklendiren şey nedir?

"Bir çocuk değişir, dünya değişir" Benim öğretmenlik felsefem bu. Her zaman öğrencilerimin yüreklerine dokunmaya çalışırım.  Rahmetli babam, 'Eğer insan bir iş yapıyorsa, ne olursa olsun en iyisini yapmaya çabalamalı ve yapmalıdır derdi.' Ben de bu öğüdüne her zaman uydum. Tüm bunları yaparken beni yüreklendiren şey ise, bana inanan, güvenen desteğini hiçbir zaman esirgemeyen ailem ve yöneticilerim.

- Tebeşir Hareketi isminde bir grubunuz var. Bu grup nasıl oluştu ve ne gibi çalışmaları bulunuyor? Bizlerle paylaşır mısınız?

"Bilişim rüzgarı, ülkemizin dört bir yanında eserken ihtiyaç-lüks,çocuk -yetişkin demeden neredeyse her bireyin sadece tüketim amaçlı kanalize olduğu teknoloji deryasında Kurucumuz ve koordinatörümüz Bilişim Uzmanı/Yazar Buğra Ayan'ın koordinatörlüğünde ülkemizin dört bir yanından birbirini tanımayan öğretmen,akademisyen,kişisel gelişim uzmanları ve bilişim uzmanlarından oluşan 55 kişi  bir araya geldik ve Tebeşir Hareketini kurduk.Geleceğe en büyük yatırımın eğitim ve çocuk olduğunu düşünerek çalışmalarda bulunuyoruz. Tebeşir Hareketi birbirine gönülden bağlı 55 kişi ve projelerimizin yol haritasını belirleyen Koordinatörümüz Buğra Ayan ile hayal değil gerçeklerin izinde çalışmalarımıza devam etmekteyiz.

Eğitime yatırım geleceğe yatırımdır

Çalışmalarımıza gelince, Tebeşir hareketinin ilk projesi İstanbul koordinatörlüğünü yaptığım 'Hayalimdeki robot' projesini hayata geçirdik. Hayalimdeki Robot Sosyal Medya üzerinden sağlanan iletişim ile bilinçli öğretmenler sayesinde çocuklar 30-45 saniyelik videolar ile hayal ettikleri robotları anlattı. Videolar Hayalimdeki Robot Youtube kanalına yüklendi. Çocuk bayramının kabul edildiği 1927 yılına atfen, 1927 çocuğa 3 ay içinde ulaşma amacı taşıyan bu gönüllü ekip sadece internet üzerinden organize olup 81 şehirden 3 binin üzerinde çocuğa ulaştı. Gelen videolar arasında bireysel olarak katılan çocuklar da, Avrupa'dan duyup katılan çocuklar da mevcut. İyi bir gelecek algısı için hayal kurmalarını sağlamak ve çocukların hayal dünyasına katkıda bulunmak bu projenin tek amacı. Projeyi duyan birçok kişi ücretsiz eğitim vermek ve robot kitleri göndermek için gönüllü oldu. Projeye hayalindeki robotu ile katılan her çocuğa katılım belgesi düzenlendi. İl koordinatörleri ve il gönüllüleriyle okullarda yapılan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlamalarında sertifika ve hediye kitapları sponsorlar desteğiyle 81 ile sistemli bir şekilde dağıtıldı. Tören günü birbirinden farklı makamlarla çocuklar buluşturularak bu güzel bayramı başka bir heyecanla beklemelerine sebep oldu. Hayalimdeki robot fotoğraf arşivinde hayal ettikleri için ödüllendirilen, hedeflerine bir adım daha yaklaşmış, gülümseyen yüzlerle dolu binlerce minik yürek yerini aldı. Bu sadece çocukların mutluluğu olmakla sınırlı kalmadı. Çocukların aileleri, öğretmenleri, arkadaşları proje gönüllüleri de bu mutluluğu bizlerle paylaştı. Tebeşir Hareketi gönüllü üyeleri bu yaşananlar ile adeta yeterliliklerinin üzerine çıkmıştır. Tahammül gücünün azaldığı ve işbirliğinin tercih edilmediği günümüzde pozitif etkileşim temelli Tebeşir Hareketi, ülke genelinde 81 ilde kurduğu atölyeleriyle çocukların hayallerini canlandırmayı ve bu muhteşem projenin farklı uzantılarını sağlamayı hedefliyor."

- NASA'ya Soruyorum projesi hakkında da bilgi alabilir miyiz?

"Bu proje için öğrencilerimize twitter hesabı açtık. Öğrencilerimizden uzay hakkında merak ettikleri soruları  #nasayasoruyorum ile twitterde paylaşmalarını istedik. Nasa'da çalışan Türk Profesör Umut Yıldız ise, çocuklarımızın sorduğu sorularının tamamını cevapladı. Öğrenciler için, güzel ve heyacanlı bir deneyim oldu."

- Türkiye Koordinatörlüğü'nü yaptığınız Gelecek Biziz projesi de büyük yankı uyandırdı. Bu proje hakkında da bilgi alabilir miyiz?

"Bu projemizde de 30 Ağustos Zafer Bayramına atfen Türkiye'nin dört bir tarafından 41 öğretmen ve bin 463 çocuk ile 6 aylık bir sürecin sonunda proje görselleri tasarladık. Türkiye'nin dört bir tarafından 1463 çocuk İstiklal Marşı'nın her bir harfini oluşturarak ortaya eşsiz bir görüntü çıkardık. Severek yaptığımız bir projeydi."

- Aynı zamanda Avcılar Kaymakamlığı'nda da Proje Koordinatörü olarak görev yapıyorsunuz.  Avcılar adına ne gibi çalışmalarınız olacak. Öğrenebilir miyiz?

"Avcılar Proje Koordinasyon Merkezi 5 kişilik donanımlı ve deneyimli bir ekipten oluşuyor. Sayın Kaymakamımız Hulusi Doğan'ın başkanlığında vatandaş odaklı bir anlayışla kültür, eğitim, istihdam, sağlık ve spor alanlarında projelerimiz bulunuyor. Avcılar halkı için bunları hayata geçirmek istiyoruz. Yapılabilecek projeler üzerinde sürekli çalışıyoruz.İlçe kurum ve kuruluşlarımızı AB fonlarından ülkemize ayrılan hibelerden ilçemizin en üst düzeyde yararlanmasını sağlamak için danışmanlık ve rehberlik yapıyoruz. Bu konuda bize desteklerini esirgemeyen Avcılar Milli Eğitim Müdürü Emin Engin Bey'e teşekkürlerimi sunarım."

Sınıflara kocaman hayatlar sığdırırız

- Mesleğinizin zorlukları neler?

"Öğretmen olmak 'her şey ' olmak demektir. Öğretmeniz gerekenler sadece eğitim programından ibaret değildir. Koca bir hayatı sığdırmanız gerekir küçücük sınıfınıza. Hiçbir şeyleri eksik olmasın diye her gün yeni bir şeye koşturursunuz. Tatil, dinlenme nedir bilmeden okulun çehresini güzelleştirmeye çalışırsınız. Öğretmen olmak, beraber çalışabilmeyi aşılayabilmek, sadece ilim vermek değil, hayatın içine öğrencilerinizi sokabilmektir

Onlara her gün güzellikler sunabilmektir. Elinizi tutan küçücük ellerle oyun oynamaktır. Çaresizliklerine çare bulmak, boşluklarını doldurmaktır. Birinci, ikinci, üçüncü demeden herkese eşit davranmaktır öğretmen olmak. Ve tüm bunları küçük bir tebessüm için yaparız. Her şey o tebessümü görebilmek içindir. Bu yüzden çok zordur öğretmen olmak. Sevmek gerekir. Koşulsuz sevmek. Hayatı, mesleğini, çocuklarını. Sevmeden asla yapılacak iş değildir öğretmenlik."

- Mesleğe yeni başlayan eğitimcilere tavsiyeleriniz nelerdir?

"Gerçekten araştıran sorgulayan, meraklı, sürekli gelişime açık olmalılar. Benim önerim, dünyayı takip etsinler. Artık, zor değil. Önemli olan popüler eğitim akımlarını takip etmelerinden ziyade, gerçekte çocuğu merkez alan, çocuğa değer veren ve çocuğa bir şey katacak olan eğitim yaklaşımlarını öğrenmeleri. Eğitim teknolojisinin sınıf içi uygulamalarını yakından takip edip kullanmaya özen göstermeliler. PYP,MYP,IB,AP,IGCSE gibi uluslar arası programları takip etsinler, paylaşıma açık olsunlar."

Cinsiyete misyon yüklemeyelim

- Ülkemizde kadın olmak zor mu?

"Kadın olmak zor. Fakat cinsiyetlere misyon yüklemememiz gerektiğini düşünüyorum. Toplumumuzdaki pek çok problem cinsiyet farklılığından değil, düşünce yapımızdan kaynaklanıyor. İşteki başarıların, özel hayattaki mutluluğun kadına karşı işlenen suçların tek çözümü insan olmaktan geçiyor. İnsan olabilmenin temelinde ise eğitim yatıyor. Toplumların eğitim seviyeleri arttıkça kadın olmak da erkek olmak da kolay olacak, buna inanıyorum."

- Kadınların çalışma hayatında daha aktif bir şekilde yer alabilmesi için neler yapılmalı?

"Kadınların aktif ve verimli bir şekilde iş gücüne katılımını sağlayabilmede kadının duygusal derinliği dikkate alınmalı; özellikle hamilelik gibi kadınların duygusal anlamda hassas olduğu zamanlar özellikle yönetimden motivasyonel anlamda destek sağlanmalıdır. Kadınların anne ve eş rolü ile çalışma hayatını dengede tutabilmesi yönünde çalışma saatlerinin ayarlanması, kreş için ekonomik destek sağlanması da faydalı olabilecektir. Nihayetinde kadınların çalışma hayatında daha aktif yer alabilmelerine, kadınlara yönelik olumsuz ön yargıların kırılabilmesi ve cinsiyet adaletinin önemine dair toplumsal bir farkındalığın gelişmesinde sivil toplum kuruluşlarına da önemli bir rol düşmektedir diye düşünüyorum."