Basit bir tartışma gibi gözüküyor ama hiç öyle değil.

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun, CHP'nin 97'inci kuruluş yılı etkinliklerinde yaptığı konuşmada "Atatürk" yerine "Gazi Mustafa Kemal" ifadesini kullanması ile başladı tartışma.

Daha doğrusu eski TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan’ın, internet ortamında yapılan etkinlikte Kaftancıoğlu’na “Atatürk adını kullanmamak tercihiniz mi?” sorusuna aldığı yanıt ve bu durumu bir gazetecinin köşesine taşımasıyla başladı. Gazeteci, yazısında Kaftancıoğlu'nun Gürkan'ın sorusuna “Kişilerin isimlerinden söz ederken, belirli alışkanlıklarla bunların özel atıflarla kategorize edilmesine karşıyım. Yıllardır kullandığım gibi bu şekilde ifade etmek, kendimi ait hissettiğim bir ifade olduğu için tercih ediyorum” yanıtını verdiğini aktardı.

Yani, Kaftancıoğlu "Atatürk" demek yerine "Mustafa Kemal" demeyi tercih ettiğini ve bunu yıllardır yaptığını söyledi.

Olayın, CHP'nin orta yaş ve üstü seçmenlerinin en çok okuduğu gazetede yer alması üzerine "ulusalcı kanat" tabir edilen birçok isim harekete geçti ve Kaftancıoğlu'na tepki gösterdi. Tepki gösterenlerin başında, son kurultayda Canan Kaftancıoğlu'nun "Seçilmemesi için özel çaba gösterdim" dediği ve PM'ye girmesini engellediği Tuncay Özkan vardı. Barış Yarkadaş, Hüsnü Bozkurt, Haluk Pekşen, İlhan Kesici gibi isimler de Kaftancıoğlu'na tepki gösterenler arasındaydı.

PRENSİBİNİ BOZUP 'ATATÜRK' DEDİ

Tepkiler üzerine sosyal medya hesabından bir açıklama yapmak zorunda kalan Kaftancıoğlu "Ben Atatürk yerine Gazi Mustafa Kemal demeyi yeğliyorum" prensibini de bozdu. Kaftancıoğlu "Atatürk hayatta olsaydı önce sizleri ve klavye Atatürkçülerini sopayla kovalardı" dedikten sonra uzun bir açıklama yayınladı ve "Atatürk" hitabını darbecilerin kullandığından yola çıkarak uzun uzun derdini anlatmaya çalıştı.

Tartışma, CHP'lileri de ikiye böldü. Seçmenler sosyal medyada "Kaftancıoğlu destekçileri ile tepki gösterenler" olarak ikiye bölündü.

CHP Genel Merkezi'nin ve parti yetkililerinin tartışmaya girmemesi de ayrıca dikkat çekti.

"1000 günde Memleket Hareketi"ni başlatırken "CHP'de Atatürk düşmanları var" diyen Muharrem İnce de doğal olarak tartışmaların odağına oturdu. "İnce haklıymış" diyenler, o sözünü hatırlattı tepkilerinde.

Soyadı kanunu çıkarıldıktan sonra "Atatürk" soyadını alan Gazi Mustafa Kemal, Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı olarak attığı imzalarda "K.Atatürk" yazıyor değil mi? O zaman "Doğru hitap tarzı hangisi" sorusunu sormak kadar absürt birşey olamaz.

Ama konu o değil, mevzu çok daha derin.

ATATÜRK'E MESAFELİ OLANLAR BELLİ

Ömrü savaşlarla geçmiş ve kurduğu Kemal Atatürk, 1980'lere kadar sadece belli kesimlerin hedefindeydi. Kurtuluş Savaşı'na destek verenleri "Kemalciler" olarak adlandıran "İngiliz Muhhibleri Cemiyeti"nin savunularını merkeze alan, onların milli mücadeleye halk desteğini kırmak için dağıttığı bildirileri "belge" kabul edenler... Tarihçi olmadıkları halde, İngilizler ve işbirlikçilerinin iddiaları üzerine tarih bina edenler yani. Ya da diğer bir tanımla, ABD'nin oluşturduğu anti-komünist cephenin kuşağı...

Onların uzantılırı bugün "Kemalizm bir virüstür" diyerek varlıklarını sürdürüyor.

Peki, "sol kanat"ta Atatürk'le kavgalı olanlar kimler?

Deniz Gezmiş'in, yargılandığı 1 Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'ndeki savunmasında verdikleri mücadelenin, Atatürk'ün emperyalizme karşı verdiği savaşın devamı olduğunu söylemesini "Avukatlarının tavsiyesi üzerine o sözleri sarfetti" diyenler.

Daha açığı; Atatürk'ü komünist bir devlet olarak inşa etmemekle, dönemin komünist oluşumlarını yok etmekle suçlayanlar...

68 gençliği, antiemperyalist mücadelede Atatürk'ü referans gösterirken, onların yolundan gittiğini iddia eden "yeni nesil devrimciler" ise Atatürk'ü burjuvaya hizmet etmekle suçlamayı tercih etti.

Atatürk'le kavgalı diğer bir kesim de "siyasal Kürtçüler"... Siyasi mücadelelerini Kürt şovenizmini merkeze koyarak inşa ederken, Atatürk adının "şovenist" bir hitap olduğunu savunanlar. Şeyh Sait ve Seyyid Rıza'yı kutsarken, Atatürk'ü katliamla suçlayanlar yani...

Canan Kaftancıoğlu, kendisini  "komünist sol"da konumlandırdığı için şovenist bulduğu "Atatürk" hitabı yerine "Gazi Mustafa Kemal" demeyi tercih ediyor. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sözünü "militarist" buluyor ve o yüzden "Mustafa Kemal'in yoldaşlarıyız" diyor.

Peki bu tartışma devam eder mi?

Gerçek Kemalistler, yani emperyalizmle mücadeleyi hayatlarının temeline koyan Atatürkçüler "Gardrop Atatürkçüleri"ni siyasetin ön saflarından tasfiye etmediği sürece eder...