Eskiden beri bilinen ön yüzü kabartmalı duvarın, yaklaşık 31m x 34 m boyutlarında Hitit İmparatorluk dönemine ait (MÖ 14.-13. yüzyıl) büyük bir havuzun bir kısmını oluşturduğu saptanmıştır. Havuz iki tarafından özenli kanal sistemiyle çevrilidir. Özenle örülmüş büyük kesme taşlardan oluşan havuzun çevre duvarlarının, bazı kesimlerde dört taş sırası korunagelmiştir. Anıtın karşısında, havuzun güney tarafındaki çıkıntı teras gibi bir platform oluşturmaktadır. Kabartmanın olduğu ön yüzde kazılar sonucunda anıtın alt kısmını oluşturan çeşme heykeli niteliğinde bir dizi dağ tanrısı kabartması ortaya çıkarıldı. Havuzu çevreleyen duvarlarda, aralarında Güneş Tanrıçaları da bulunan, yeni ele geçen heykel ve kabartmalar, yapı bütününün yorumuna köklü bir değişiklik getirmektedir. İkonografik bakış açısının yanı sıra, karmaşık su sisteminin ayrıntılı bir biçimde teknik açıdan araştırılması gerekmektedir.

Titiz ve ayrıntılı bir çalışma için önce anıtın topografik çevresiyle birlikte tam bir belgelemesi kaçınılmazdı. Bu çalışma, 2002 yılında Konya Müzesi ile Alman Arkeoloji Enstitüsü İstanbul Şubesi'nin işbirliği içinde ve Karlsruhe Üniversitesi Mimarlık Tarihi ve aynı üniversitenin Jeodezi bölümünün katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Anıt ve çevresinin ayrıntılı plan ve cephe görünüm- erinin hazırlanmasının yanı sıra kutsal alanın ileride Konya Müzesi tarafından araştırılması plan- lanan hemen yakınındaki höyüğü de kapsayan topoğrafik çevresinin dijital modeli oluşturuldu.

Eflatun Pınarı Anıtı dikdörtgen bir havuz şeklinde inşa edilmiştir ve yakındaki bir su kaynağı ile beslenmektedir. Yaklaşık 30 metreye 34 metre boyutlarındaki havuzun en göze çarpan kısmı kuzey duvarında yükselen, büyük taş bloklar ile inşa edilmiş, kabartma figürlü yüksek duvardır. Güneye bakan yüzeyinde, ortada Fırtına Tanrısı ve Güneş Tanrıçası yer almaktadır. Her ikisinin üzerinde de birer kanatlı güneş kursu bulunmaktadır. Onların çevresindeki on adet hayvan başlı hibrit figürler hem tanrıların üstündeki güneş kurslarını hem de en üstteki devasa kanatlı güneş kursunu elleriyle destekler şekilde resmedilmişlerdir. En altta, kısmen görünen beş dağ tanrısı bulunmaktadır. Bunlardan ortada bulunan üç tanesinin göbeklerinde muhtemelen dağlardaki pınarları temsil eden su delikleri mevcuttur. Toplu olarak rölyef kozmik bir betimleme olarak düşünülebilir: Tanrılar ve mitolojik yaratıklar, dünyayı temsil eden dağ tanrıları üzerinde durmakta ve gökyüzünü temsil eden güneş kurslarını tutmaktadır. Bu rölyefli duvarın hem cephe uzunluğu hem de tabandan yüksekliği yaklaşık 7 metredir.

Rölyeflerin sağ ve sol tarafına doğru havuzun alçak duvarları içine işlenmiş olarak iki adet tanrıça figürü bulunmaktadır. Havuzun güney tarafında, havuza bakan yanında oldukça hasarlı bir tanrı ve tanrıça kabartması bulunan dikdörtgen bir platform vardır. Gölet zemininde ve çevresinde çeşitli başka heykel parçaları bulunmuştur. Bunların en büyüğü bir üçlü boğa protomudur. Bu parça göletin güneybatı tarafında inşa edilmiş Roma dönemine ait bir barajın duvarında dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır ve dolayısıyla orijinal konumu bilinmemektedir. Anıttaki figürlerin profil yerine önden görünüm şekilde betimlenmiş olması Hitit İmparatorluk döneminde nadir görülen bir özelliktir.

Yapılacak olan onarım çalışmalarında bu belgeleme çalışmaları önemli bir temel oluşturacaktır. Kutsal alanda Konya Müzesi tarafından yapılan diğer çalışmalar da belgelenecek ve plana eklenecektir.

Nasıl Gidilir?

Konya'nın Beyşehir İlçesi'nden, Konya-Isparta D-330 Karayolu üzeri güzergahta bulunan Akburun Mahallesi'nden sola doğru sapın ve Sarıhacı Köyü yolunun solunda bulunan Eflatun Havuzu'na ulaşırsınız. Konya'dan 72 km. Beyşehir Merkez'den Eflatun Havuzu arası 22 kilometredir.

Sonuç

Bir zamanlar ülkemizin tahıl ve hububat anbarı olan ve giderek çölleşen bereketli Konya Ovası'nda, tarihi yapılarda bir bir yok oluyor... Ülkemizin ve tüm insanlığın ortak mirası olan bu sahipsiz arkeolojik zenginlik kaynaklarımız, yasadışı define arayıcılarının yağmasıyla parçalanıyor ve yabancı ülkelere peşkeş çekiliyor. Bu eşsiz tarihi zengin mirasın çevresi oldukça kötü, kirli, korumasız ve bakımsızdır. Alternatif doğa ve kültür turizmi potansiyeli olan, öteki Anadolu Medeniyetleri gibi, Eflatun Havuzu ve Pınarı da ilgi bekliyor... Fırtına Tanrısı Teşup, Bereket Tanrısı Tuvana ve öteki Su Tanrıları isyan ediyor ve bizi çağırıyor... Tanrıların diyeti, hışmı ve gazabı ağır olur... Bizden söylemesi... Aman dikkat!..

Son…