Kanuni Sultan Süleyman tahta çıktığında Avrupa'nın en güçlü devleti Roma-Germen İmparatorluğu (Almanya) idi. Almanya İmparatoru Şarlken Macaristana hakim olmak için Macar kralı ile yakın akrabalık ilişkileri kurmuştu. Macar Kralı İkinci Lui, Şarlkene güvenerek vergilerini ödemiyor kendisine gönderilen Osmanlı elçilerini öldürtüyordu.

Fatih Sultan Mehmed, Avrupada düzenlediği seferlerde Sırbistanı almıştı. Ancak stratejik bir öneme sahip Macaristan alınamamıştı. Kanuni Sultan Süleyman Macaristanı almak üzere harekete geçti. Belgrad, karadan ve Tuna ırmağındaki Osmanlı donanması tarafından kuşatıldı. Şehir, gayet iyi savunulmasına rağmen teslim olmak zorunda kaldı (29 Ağustos 1521). Belgrad Muhafızlığına Balı Paşa getirildi. Bu sefer sonunda İstanbula gönderilen bazı Belgradlılar kurulan Belgrad köyüne yerleştirildi. Belgradın fethi, Kanuni Sultan Süleymanın ilk fethidir. Belgrad, bundan sonraki yıllarda Osmanlı Devletinin Avrupaya açılan en büyük kapısı oldu. Bu sebeple Belgrada Darül-cihad denildi. 

Belgradın ilk muhasarası, buranın stratejik önemini anlayan Sultan İkinci Murad Han tarafından gerçekleştirildi. 1441 senesinde Evrenosoğlu Ali Bey komutasında bir ordu gönderen Murad Han, sonra kendisi de giderek kaleyi altı ay kuşattı. Ancak, salgın hastalığın artması ve zayiatın fazla olması, muhasaranın kaldırılmasına sebep oldu.

İkinci muhasara, Fatih Sultan Mehmed Han tarafından yapıldı. Padişah, 150.000 kişilik bir ordu, 200 gemi ve toplarla 13 Haziran 1459da Belgrad önlerine vardı. Papanın teşvikiyle Haçlı ordusu, kalenin yardımına gelip içeri girmeye muvaffak oldu. Yapılan taarruzlardan sonra, 22 Temmuz günü kaleye girildi. Fakat kale içindeki tedbirsiz hareketler sonunda yapılan karşı hücuma dayanılamayarak geri çekilindi. Fatih, askerin başına bizzat geçerek, kaleden gelen taarruzu durdurdu. Padişahın bu muharebede yaralanması, askerlerin yorgunluğu, Belgrad muhasarasının kaldırılıp geri çekilmeye sebep oldu. Osmanlılar, bundan sonraki zamanda, devamlı olarak Belgradın fethi için zaman kolladılar.

Kanuni Sultan Süleyman, Macar Kralı İkinci Lajosa gönderdiği elçiye yapılan kötü muameleden dolayı, sefer açılmasına karar verdi. Rumeli Beylerbeyi Ahmed Paşayı Sabach zaptına, Semendire beyi Hüsrev Beyi Belgradın ablukasına gönderdi. Kendisi de o tarafa doğru 18 Mayıs 1521 günü İstanbuldan hareket etti. Ayrıca, Karadeniz Tuna yoluyla bir donanma sevk edilmişti. Kanuni Sultan Süleyman, ordusu ile Belgrad yakınlarına ulaşıp Zemun yakınlarında yüksek bir yere otağını kurdurup, muhasara emrini verdi. Günlerce süren şiddetli ateşten ve çarpışmadan sonra Osmanlı kuvvetleri, 8 Ağustos, Ramazanın beşinci günü dış kaleye girdi. İç kalenin fethi ise biraz daha uzadıysa da Ramazanın 26. Kadir gecesi orası da alındı (29 Ağustos 1521). Fethin ertesi günü Belgrada giren Kanuni Sultan Süleyman, kiliseden çevrilen camide Cuma namazını kıldı. Kale halkından Macaristana gitmek isteyenlere müsaade edildi. Cizye vermeyi kabul edenler ise yerlerinde bırakıldı.

Tuna ile Savanın birleşme noktası olan Belgradın, Osmanlılar eline geçmesi ile, Macar Ovası, Türklere açılmış oluyordu. Belgradın düşmesi ile, etrafındaki bütün kale, palanka ve kasabalar teslim olup, Osmanlı Devletine katıldılar. Belgradın fethi, Avrupada büyük yankılar yaptı. Çünkü burası, Hıristiyanlık âleminin, ele geçirilemez kalelerinden biri kabul ediliyordu. Avusturya elçisi, bu fetihten otuz sene sonra şunları yazmıştır: "Belgradın alınışı, Macaristanın daha sonra içine düştüğü acı durumun başlangıcı olmuştur." Gerçekten de birkaç sene sonra Kanuni, yeniden Macaristan üzerine yürüdü, Hıristiyanlar bir defa daha yenildiler ve Macaristan ortadan kalktı.