Sivas ve Ünye'den derlenmiş menkıbelerden oluşan  "Behlûl-İ Dânâ Öyküleri" adlı kitabı tanıtmadan önce bu değerli çalışmayı eğitim ve kültür dünyamıza kazandıran yazarından birkaç cümle söz etmeyi görev bildim:

Memet Zeki Gündüz1945'de Sivas'ta doğdu. İlk, ortaokul ve lise eğitimini Sivas'ta yaptı.  1966'da İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü bitirdi. Behçet Necatigil, Orhan Şaik Gökyay, Nihat Sami Banarlı, Haydar Ediskun, Niyazi Akşit, Çağatay Uluçay ve Rüstem Duyuran gibi hocaların öğrencisi oldu. Onlardan aydınlandı.

Sekiz yıl Ordu'nun Ünye ilçesinde, sekiz yıl Sivas'ta, dört yıl Elazığ'da  on üç  yıl İzmir'in  Urla, Dikili, Kabakum, Güzelbahçe ve Konak ilçelerindeki okullarda Türkçe-Edebiyat Öğretmenliği yaptı. Daha sonra on dört yıl İzmir Özel Türk Koleji İTK'de eğitim görevini sürdürdü.  Görev yaptığı yerlerde derleme çalışmaları da yaptı.

Bu süreçte çok sayıda oyunlar sahneledi ve şiir etkinlikleri gerçekleştirdi. Yaş haddi dolayısıyla 15 Temmuz 2010'dakırkbeş yıl yaptığı öğretmenlikten ayrıldı.

Öğretmenin emeklisi olmaz anlayışını canlı timsali olarak derlemeleri, antoloji çalışmaları ile eğitim ve kültür hayatımıza katkılarını sürdürüyor.

Kitapları arasında pek çok yardımcı ders ve hazırlık kitaplarının dışında,  Ünye Masalları, "Seke Seke Ben Geldim" adlı çocuk oyunu, "İzmir'in Dağlarında Çiçekler Açar" adlı İzmir Şiirleri seçkisi, "Sivas Madımak Olayı Şiirleri" gibi eserleri bulunuyor.

Ünye Sivas'ta öğretmenlik yaptığı yıllarda öğrencilerini ve onların velilerini kaynak olarak kullandı, bu gün kaybolan köy, kasaba, oda ve dost meclisleri gibi artık unutulan Behlûl-i Dânâ Öykülerini derlemişti.

Behlûl-i Dânâ hakkında pek çok görüş var. Kimine  göre Meczup, kimilerine göre Hakk aşığı kabul ediliyor.  Asıl ismi Vüheyb bin Ömer Sayrafi olarak biliniyor. Ama o Behlûl-i Dânâ adıyla tanındı.  Doğum yılına ilişkin kesin bilgimiz yok. Küfeli olduğu halde ömrünün çoğunu Bağdat'ta geçirdi. Harun Reşid' ile ilgili anlatı ve fıkralardan dolayı, onun kardeşi olduğu da öne sürülen bilgiler arasında yer alıyor. Behlûl-i Dânâ, topluma mesajlarını Harun Reşid'e öğüt etiketi ile ulaştırmıştı. Onun hikmetli sözleri herkese ders olacak nitelikteydi. (H.190) yılında Bağdat'ta vefat etti. Dicle kenarında Şunüziyye kabristanlığına defnedildi.

Şiî kaynaklarında Behlûl'ün İmam Ca'fer es-Sâdık'ın öğrencisi olduğu kayıtlı. Takıyye gereği Sünnî göründüğünü, hatta baskı görmemek ve fikirlerini serbestçe ifade etmek için deli olmadığı halde deliliğe vurarak kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor.

Mehmet Zeki Gündüz, kendi imkanları ile kitap halinde çoğalttığı ve kaybolup gitmesine gönlü el vermediği bu öyküleri "Bizi Bize Bildirenler" ve "Al Deliden Uslu Heber" sloganları ile bütünleştirmiş.

Behlûl-i Dânâ, yüzyıllardan beri Anadolu'da insanlarımıza insanlık sanatını öğreten halk üniversitelerinin dilden dile yaşaya gelen kahramanlarından biri.

Behlûl-i Dânâ'nın menkıbeleri,  Anadolu insanının karşılaştığı, naklettiği olayları, durumları bütünlemiş.  Kıssadan hisse çıkarılmış.

Mehmet Zeki Gündüz, "Sunuş" yazısında çocukluk günleri anılarına yer veriyor:

"... Babam anlattığı her olaya bir öykü eklerdi. Sanırım amacı, anlattığı olaya beni inandırmaktı. Anlattığı bu öykülerin çoğunda Behlül-i Dana'nın adı geçiyordu.  Çapa Eğitim Enstitüsü'nde edebiyat öğretmenim Ahmet Kabaklı, benden de tez hazırlamamı istedi. Bir süre araştırdıktan sonra kararımı verdim. Behlûl-i Dânâ öykülerini derleyecektim. Kararımı öğretmenime bildirdim. İlgiyle karşıladı. "

Mehmet Zeki Gündüz hemen çalışmalara başlamış. Yılsonunda da çalışmasını öğretmenine sunmuş. Daha sonra bu çalışmayı genişleterek ve  yeni öyküler  ekleyerek kitap haline getirmiş.

Kitaptaki öyküler Sivas'ta derleneler ve Ünye'de derlenenler olmak üzere iki bölümde sınıflanmış. Her öykünün altında derlemeyi yaptığı kişilerin adlarını da eklemiş.

Mehmet Zeki Gündüz, çalışmasının sonuna "Kaynaklardan Behlûl-i Dânâ" bölümünü eklemiş. Onun tarihsel yönü ile kişiliği üzerinde ayrıntılı olarak duruyor.

Kitapta yer alan öykülerin hepsi günümüzde de pay çıkarılacak değerdeler.