Baro başkanları ve avukatlar ayaklandı, yürüyor.

Sebep baro yapısının kökten değiştirilmek istenmesi…

Sivil toplum örgütleri veya kamu kuruluşu niteliğindeki odalar ve benzeri birliklerde değişiklik önerisi meslek sahiplerinden gelir. O işi yapan kişiler, aksaklığı görür, değiştirilmesi için siyasilere öneri götürür.

Barolarda ise tersi bir durum var. Barolar bu değişikliği istemiyor, avukatların büyük çoğunluğu bu değişikliğe şiddetle karşı… Siyasi hesap yapanların dışında avukatlarla ilgili sivil toplum örgütleri de dahil, hukukla ilgilenip de bu değişikliğe destek veren hiç kimse yok.

O zaman şunu sormak lazım…

Ülkemiz dahil tüm dünya salgın gibi çok ciddi bir sorunla boğuşuyor.

Başta terör olmak üzere, ekonomik sıkıntılar, işsizlik, her geçen gün kepenk kapatan esnaf sayısının artması, üretimin durması, eğitim ve dış politikadaki sorunlar almış başını gidiyor.

Her sorunu çözdük de sıra baroların yapısını değiştirmeye mi geldi…

Getirilmek istenen değişiklikte çoklu barolardan bahsediliyor. Örneğin İstanbul’da en az 9 baronun kurulacağı söyleniyor.

Bu durumda hükümete yakın, muhalif, CHP’ye yakın, MHP’ye yakın, HDP’ye yakın gibi isimlerle baroları anacağız.

İnsanlar muhalif baroya bağlı avukatlara iş vermek istemeyecek. Bu durum avukatlar arasında haksız rekabete sebep olacak. Birliği ve huzuru tamamen bozacak.

Mahkemeler ne kadar doğru karar verirse versin hükümete yakın baro avukatlarının kollandığı söylenecek.

Maalesef bir kısım memurların, sadece yükselebilmek veya isteklerini kabul ettirebilmek için hükümete yakın sendikaya üye oldukları gibi avukatlar da bu duruma zorlanacak.

Avukatlar görüş ayrılıklarını bir kenara koyarak bugüne kadar birlik içinde hareket etti,

Bu düzenleme kabul edilirse avukatlar arasında da bölünmeler, ayrılıklar yaşanacak.

Barolarda yapılmak istenen bu değişiklik kabul edilirse, yarın Türk Tabipler Birliği ile diğer odalarda da aynı uygulama yapılacaktır.

Özel hastaneleri sormuyorum bile devlet hastanelerine giderken doktorun hangi birliğe bağlı olduğuna bakarak mı gideceğiz?

2010’da yapılan Anayasa değişikliğinde FETÖ terör örgütü elebaşı “Ölüleri de mezardan çıkarıp oy kullandırın” derken barolar ve bütün hukukçular bu değişikliğin ülkemiz için çok tehlikeli olacağı uyarısında bulunuyordu.

2010 Anayasa değişikliğinin tehlikeli sonuçlarını hepimiz çok acı tecrübelerle yaşadık.

Günlük basit siyasi çıkarlar uğruna aynı hataları tekrarlamayalım.

*****

Fillerin evcilleştirilmesi

Hindistan’da filleri evcilleştirmek için ilginç bir yöntem kullanılırmış. Ormanda, filin içine düşebileceği büyüklükte bir çukur kazılır ve üzeri dallarla örtülür. Yavru fil gelip dallara bastığında çukurun içine düşer.

Fil, çukurdan çıkmaya çabalar ama başaramaz, takatsiz kalır, kurtulma ümidi kaybolur. Hayatına dair müthiş bir korkuya kapılır, çaresizce bir mucize kurtuluş yolu veya ecelini beklemeye başlar.

Fil avcıları, yüzlerini de kapatan tümüyle simsiyah giysiler içinde, ellerinde sopalarla gelip fili şiddetli bir şekilde döver, yara bere içinde bırakırlar.

Hayvan, yediği sopaların ve yaralarının verdiği acıdan ve çukura düşmesi nedeniyle yaşadığı korkudan dolayı, hayatında görmediği bir bunalım ve ruhi çöküntü yaşar birkaç saat içinde...

Sonra aynı avcılar, ağaçların arkasına gider ve üzerlerindeki siyah elbiseleri tümüyle çıkarıp, baştan aşağı beyaz elbiselerle ve ellerinde çeşit çeşit yiyecek ve meyve sepetleriyle geri gelirler.

File şefkatle yaklaşır, onu besler, yaralarına pansuman yapar, okşayıp sever, güzel sözler söyler ve onu düştüğü çukurdan çıkarırlar.

Fil, bu beyaz giysili kurtarıcılarının kendisine gösterdiği karşılıksız sevgi ve ilgiden dolayı o kadar minnettar kalır ki, o andan itibaren ömür boyu onların gönüllü kölesi olur, her istediklerini yapar ve asla sözlerinden çıkmaz.

Onların kendisini az önce tuzağa düşüren, bunalıma sürükleyen ve döven siyah giysili adamlar olabileceği aklına bile gelmez...

*****                 

TEBESSÜM

Savunma

Avukat, duruşmada söz alarak savunmasına başlar:

- Sayın mahkeme heyeti, müvekkilim anne ve babasına son derece saygılı, küçükleri seven, hayatta hiçbir kötülük yapmamış, altın kurallarla yaşamış, bir onur, bir dürüstlük ve centilmenlik abidesidir. Onu herkes sever ve…

Bu sırada sanık, yanındaki diğer sanığın kulağına eğilerek dert yanar:

- Rezaleti görüyor musun? Avukata çuvalla para verdik, herif gidip bir başkasını savunmaya başladı!

*****

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına geldiği zaman düşünüyorlar.

Charles Bukowski