Beşiktaş, evinde ağırladığı Erzurumspor karşısında 1-1 berabere kalarak adeta oynadığı futbol gibi dondu. Maça iyi başlayıp, üst üste tehlikeli ataklar geliştiriyor gibi görünse de, bal yapmayan arı gibiydi takım. Dorukan ve Layiç dışında takıma elle tutulur katkı yapan oyuncu yok gibiydi. Şenol hocanın motivasyonu, takım için her hafta aşağıya doğru seyrediyor. Bunda Fikret başkan ve yönetimin katkısı büyük. Kartal, bu sezon mazisini arar oldu.

İlk yarıda, 8. dakikadaki Burak'ın şutu ve dönen topu Layiç'in altıpastan auta göndermesinden başka net pozisyon yok. Bırakın Beşiktaş 11'inde, bu maçtaki Lens'i halı sahada bile oynatmam. Takımı bir kişi eksik bıraktığı gibi her topu rakibine şişiren, orta yapamayan Lens'in kredisi tükenmiştir. Her ne kadar yenilen gol defansa çarpıp şanssız bir şekilde gelişse de, koca Beşiktaş'ın buna reaksiyon gösterememesi içler acısıydı.

* * *

Beşiktaş, ardı ardına 3 pas yapamıyor, orta sahada pres yok, ara topu yok, Querasma biraz şovdan vazgeçip kafasını kaldırsa belki başka olacak. Ama yaptığı orta yok, her top arka direğe şişirme ve boşa çıkan atak oluyor. İstediğini yapamayıp, rakiple mücadeleyi kazanamayınca hırçınlığını yine öne çıkardı ve gördüğü kırmızı kartla Porto'ya gidiş biletini de almış oldu. Şenol hocanın Mustafa Pekdemek'i kurtarıcı olarak oyuna sokması, Beşiktaş'ın acizliğini yansıttı. Bu, Başkan Orman'ın transferdeki başarısızlığının da en görülen örneği oldu. Şampiyonlukta rakip gördüğü Başakşehir'in, ligin lideri olarak yaptığı transferler ortada. Seyircisinden çok forveti var Başakşehir'in. Sen ise, Mustafa Pektemek'ten medet bekliyorsun. Yedek kulüben ortada. Oğuzhan yok, Babel gitti, Lov gitti, Quaresma papatya falı bakıyor.

İki sezon öncesiylee bugüne bakınca tam bir hayal kırıklığı. Beşiktaş'ın önceki sezon Şampiyonlar Ligi gelirlerine rağmen transfer yanlışları, 1,5 senedir süren yönetim hatalarının bedelini taraftar ve Şenol hoca ödüyor.

* * *

Erzurum beraberliği, ikinci sezonu da çöpe attı. Sahasında Süper Lig'in 17. sırasında yer alan rakibinle berabere kalıyorsan, pozisyon üretemiyorsan, şapkayı önüne alıp düşünmen lazım. Fikret Orman'ın uzaklaştırdığı Ahmet Nurçebi, Erdal Torunlar gibi yöneticiler mumla aranır oldu. Takım ve Şenol hoca arasında köprü gibiydi bu isimler. Şimdi kaval üflemekle olmaz. Tolga ile Gökhan neden kadro dışı, Şenol hoca bile bilmiyor. Beşiktaş kamuoyunu ciddiye alıp açıklayan da yok.

Adı büyük olan Süper Lig'in büyük takımları Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'un mali durumu, futbolu içler acısı. Galatasaray hariç diğerlerinin şampiyonluk hayalleri hemen hemen bitti. Şirket takımları Başakşehir ile Kasımpaşa, şapkadan tavşan çıkartıyor. Hele hele TFF'nin Türk futbolunu kurtarma adına kulüplerin borçlarını yapılandırması, gelecekte kaosun daha da büyüyüp, bu köklü kulüplerin birilerine pazarlanması tehlikesini doğuruyor. Kulübünü yönetemeyen başkanlar, bankalara yapılandırılan borçları da ödeyemezse, ortaya nasıl bir tablo çıkacak? Bu kulüpler Dernekler Yasası'na göre yönetiliyor. Peki borçlar ödenmezse kayyum atanabiliyor mu? Bu kayyumlar, kulüplerin varlıklarını A.Ş.'ye devretip satabiliyor mu? Bu bir kurtarma operasyonu mu, yoksa oyun mu?

TFF yıllardır işini yapmayıp, kulüplerin batmanın eşiğine gelmesine göz yumarken, şimdi "kurtarma" derdine düşmesi düşündürücü değil mi?