Görünen o ki CHP yerel seçimde umudunu ülkenin ekonomik durumuna bağlamış. Ekonomide halkın alım gücü düştükçe, sıkıntılar arttıkça, kahve köşelerindeki işsiz sayısı yükseldikçe yerel seçimde daha fazla oy almayı umut ediyor CHP'nin politbürosu. 
Bunu nereden mi çıkarıyorum?

2017'nin Ekim ayında "Yerel seçimle genel seçimi erkene alıp birlikte yapalım, hodri meydan" diyen CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday açıklama takvimini görünce başka türlü düşünmek mümkün değil. Bir de adayların nasıl belirleneceğinin netleşmemesi. Cumhurbaşkanı adayını, diğer adaylardan 3 hafta sonra açıklayan Kılıçdaroğlu'nun "İstanbul'u da alacağız, Ankara'yı da alacağız" sözüne siyaseti objektif gözlemleyen partililer bile tebessüm ediyor. "İstanbul'u kiminle alacaksınız?" sorusunun cevabı yok. Kılıçdaroğlu'nun "Git çalış" dediği için İstanbul'da ofis açan, ilçelerde temaslarda bulunan Akif Hamzaçebi ile mi bir önceki seçimde de aday adayı olan, ancak Sarıgül'le ittifak yapması sonucu bu hayali suya düşen Gürsel Tekin'le mi? Yoksa, İYİ Parti ile ortaklaşa kararlaştırılacak bir adayla mı?
Kemal Bey "Erken kalkan yol alır" sözünü elinin tersiyle ittiği için, yine yarışa geriden başlayacak CHP'nin adayı.

24 Haziran seçimlerinin hemen ardından yerel seçimin erkene alınması gündeme geldiğinde CHP'nin en yetkili ağızlarından biri "Hodri meydan, tüm teşkilatlarımız seçime hazırdır" falan demişti. Seçmenin verdiği oyların sayılamadığı tartışmaları sürerken hem de... Ankara'dan öyle gözüküyor olabilir ama örneğin İstanbul'un birçok ilçesinde CHP teşkilatları hiç bir seçime gerçek anlamda hazır olmadı ki.
Örneğin; 24 Haziran seçimleri öncesinde Başakşehir'in "kenar mahalleleri" sayılan yerlerde CHP'nin milletvekili adayının adı duyuldu ama kendisini pek gören olmadı. Belediye başkanlığı için de ilçe yönetimini elinde tutan bir grubun içerisinden Özgür Karabat'ın desteklediği bir isim sivriliyor. CHP, Başakşehir'i Başakşehir'den ibaret görüyor. Örneğin Kayaşehir'de seçim bürosu açıyor, orada duracak birisini bulamadığı için ilçe binasında çalışan bir emektarı koyuyor. Sonuç; orada da oylar sayılamıyor... Hızla Esenyurt'ta yaşanan vahşi yapılaşmanın kurbanı olan Başakşehir'de CHP meclis üyesi sayısını bile koruyamayabilir.

Peki, AK Parti bugüne kadar "Banko CHP" denilen hangi ilçeyi alabilir? Avcılar'da eli gittikçe güçleniyor AK Parti'nin. Silivri de ise sonucu aday tayin edecek. CHP'nin değil, AK Parti'nin adayı... Öyle "Milyarları yönetmeyi bırakıp Silivri'ye geldim" diyenle de olmaz, her seçimde "Adayım da adayım" diye kulis yapanlarla da.

Avcılar'da çıkaracağı aday yanında, AK Parti'nin en büyük kozu Belediye Başkanı Handan Toprak Benli. CHP koridorlarında Handan Toprak Benli dönemi için "Bizim adayımızı Mehmet Müezzinoğlu seçse, ancak bu kadarı olurdu" diye konuşuluyor. Mustafa Değirmenci'yi bile mumla aratan bir 4.5 yıl geçti Avcılar'da. 
Değirmenci döneminde inşaatına başlanan kız öğrenci yurdu bir türlü bitirilemedi. Nihayetinde geçtiğimiz aylarda açılışının yapılacağı söylendi, ama bu sefer son dakikada program değişti. Kılıçdaroğlu gelmekten vazgeçince "usulen" bir açılış yapıldı.

Kız yurdu bir Arap şirketine satılmış veya kiraya verilmiş. Yani belediyenin tasarrufunda değilmiş. Açılış öncesi birileri bunu Kılıçdaroğlu'nun kulağına fısıldamış. Yine yapımı yılan hikayesine dönen yaşlılar evi için de benzer bir "kiralama" iddiası var.

Handan Toprak Benli, tekrar aday olmak için 4.5 yıl boyunca belediyeyi birlikte yönettiği isimleri çevresinden uzaklaştırdı. 4.5 yıl boyunca kendisine karşı en acımasız iddiaları dillendirenlerle de sarmaş dolaş oldu. Toprak'ın sağ kolu Burçin Baykal, ilk uzaklaştırılan isim oldu ve Küçükçekmece'de adaylığı zorluyor. Toprak'ın listesinden meclis üyesi seçilenler bile karşısına aday adayı olarak çıktı. İlçe Başkanı Bozan zaten "müzmin muhalifi" idi Toprak'ın. 2014 yılında kendisinin diğer adaylardan bir adım öne geçmesini sağlayan Erdoğan Toprak bakalım bu dönem için de referans olacak mı Toprak'a. Bugüne kadar köşesinde sessizce bekleyen Mustafa Değirmenci'nin ortaya çıkıp Avcılar sokaklarında dolaşması bile ürküttü Handan Toprak'ı. Değirmenci'nin aracının Belediye Otoparkı'na park edilmesini, hatta ön sıralara konulmasını bile sorun yapmaya başlamış. Faturayı da garaj amirine kesip, süresiz izine göndermiş.

Değirmenci ile tokalaşan, hal hatır soran belediye çalışanları da aynı akıbete uğruyor. 

Kılıçdaroğlu'nun elinden aldığı ödülle cesaretlenen Toprak'a tavsiyem; herkesi aynı şablona koyup, ona göre pozisyon alma hastalığını tedavi ettirmesi. Ne her siyasetçi onun kafasındaki şablondaki gibi siyaset yapıyor, ne de her gazeteci onun kafasındaki gazeteci şablonundaki gibi oluyor... Yola birlikte çıktıklarınızı, yolculuk boyunca size çelme takanlarla değiştirmeye kalktığınızda yalnızlığınızı kendi ellerinizle hazırlamış olursunuz.

Avcılar'ı da AK Parti'ye hediye etmiş olursunuz aynı zamanda...