10 yaşındaki Atakan Kayalar, ülkenin gündemi oldu…

250 kitap okuduğundan bahsediliyor, filozof deniliyor, hatta bilim adamı muamelesi görüyor…

Yeni videolar yükleniyor, paylaşılıyor…

Neredeyse her gün bir televizyona çıkarılıyor…

Emsallerine göre çok çok başarılı olduğu tartışmasız…

Ancak, bu kadar abartmaya gerek var mı?

Henüz 10 yaşında olan ve umut vaat eden bir çocuk, bu kadar ekranlara çıkarılırsa gelişimi olumsuz etkilenmez mi?

Başarılarını motive etmenin yolu, her gün televizyonlara çıkarmak değil, kendisine ve gelişimine uygun çalışma programı hazırlayıp rehberlik yapmaktır…

Olayın daha vahim boyutu ise Atakan’ı övenler kadar yerenler, hatta karalayanların da bulunmasıdır…

Kimisi annesine saygısızlık yaptığından dem vuruyor, kimisi alçak gönüllü olmadığını, gereksiz kitaplar okuduğunu söylüyor, kimisi belden aşağı vuruyor…

Bir diğer kesim daha da ilginç…

7 yaşında hafız oldu niye onu görmüyorsunuz da hep Atakan’ı öne çıkarıyorsunuz, der…

Diğeri benim oğlum, 250 kitap okumuyor ama her gün Kur’an-ı Kerim okuyor diye tersten tepki verir…

Bir başkası falanca şu yarışmada birinci oldu ama Atakan gibi niye gündem olamıyor diye eleştiriyor…

7 yaşında hafız olmuşsa gerçekten onu da takdir etmeli…

Çocukları birbirine kıyaslamanın, başarılarını küçümsemenin ne gereği var…

Hele hele çocukları yarış atı gibi yarıştırmak hangi akla hizmettir…

Başarılı olanı takdir etmeli, destek vermeli…

Her konuda ayrımcılığı körükleme hastalığımız var…

Çocuklar üzerinden bile ayrımcılık yapılıyor…

Senin çocuğun, benim çocuğum veya sizin taraf bizim taraf diye hiç olmazsa çocuklar arasında ayrımcılık yapmayalım…

Bu çocuklar bizim, bu çocuklar geleceğimizdir…

*****

Sanal sipariş

Sanal dünyanın nereye vardığını hicveden ilginç bir hikaye…

- Alo… Gordon Pizza mı?

- Hayır efendim, Google Pizza!

- Yanlış numara galiba, kusura bakmayın.

- Hayır efendim, numara doğru. Google olarak Gordon Pizza’yı satın aldık. Artık Google Pizza…

- O zaman bir sipariş vermek istiyorum?

- Her zamankinden mi?

- Ne sipariş vereceğimi nereden biliyorsunuz?

- Son 5 keredir mantarlı, sosisli, sucuklu, kalın hamur istemişsiniz.

- Tamam o zaman, yine öyle olsun!

- Öyle olmasın efendim. Size onun yerine sebzeli pizza göndersem?

- Neden?

- Kolesterolünüz 300’ün üzerinde, üreniz de yüksek.

- Bunu nereden biliyorsunuz?

- Son check-up’ınız 15 gün önce imiş efendim, ona baktım.

- Anladım ama ben yine kendi siparişimi istiyorum. İlaçlarımı alıyorum zaten.

- Özür dilerim efendim, ilaçlarınızı pek almıyorsunuz. 30 tabletlik kolesterol ilacınızı alalı 90 günü geçmiş.

- Sonra tekrar aldım, hem size ne?

- Sonra tekrar almamışsınız efendim, kredi kartı harcamalarınıza baktım.

- Yahu nakit aldım. Onun kaydı yoktur.

- Nakit de almış olamazsınız, 45 gündür bankadan nakit çekmemişsiniz.

- Aaa! Belki başka bir nakit kaynağım var canım, nereden bileceksiniz?

- Olamaz, O zaman vergi kaçırıyorsunuz demektir. Gelir vergisi beyanınızda başka bir nakit gelir görünmüyor.

- Yok artık. Yuh be!

- Sinirlenmeyin. Sadece size yardım etmek istiyorum efendim… Asla kötü bir niyet yok.

- Gına geldi. Çekip gideceğim dünyanın ücra bir köşesine, ne internet, ne Google, ne teknoloji, kafamı dinleyeceğim. Yeter artık.

- O biraz zor efendim.

- Aaa! O niye?

- Pasaportunuzun süresi dolmuş…

*****

TEBESSÜM

Öbür taraf

Adamın biri ölmüş, yıkamaya götürmüşler… Nasrettin Hoca kapıyı kapatmış, herkes beklemeye başlamış.

Aradan 15 dakika geçmiş ses yok, yarım saat geçmiş ses yok, 1 saat geçmiş ses yok. İki saat sonra Nasrettin Hoca kapıdan çıkmış. Merakla sormuşlar:

- Hocam ne oldu, iş neden bu kadar uzadı?

- Adam öbür tarafa gitmemeye ısrar etti. Ondan bu kadar uzadı.

*****

GÜNÜN SÖZÜ

Takdir ediliyorsan değil, taklit ediliyorsan başarmışsın demektir.

Einstein