Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2019’da uygulanacak asgari ücreti belirleyecek.
Çalışanlar, 1.603 TL olan asgari ücretin en az 2 bin lira olmasını bekliyor.
Türk-İş’in araştırmasına göre Kasım ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı diye tabir edilen sadece gıda harcaması, 1,943 TL. 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ise 6,328 TL…
Yine Türk-İş’in araştırmasına göre sadece tek kişinin aylık yoksulluk sınırı 2.385 TL…
Mevcut asgari ücret, tek kişiye bile sadece 20 gün yetiyor…
Asgari ücret, 2 bin lira olsa bile ki, çok zor görünüyor, tek bir kişiye de yetmeyecek.
Açlık sınırının yine çok altında kalacak.
Ancak ülkemizin çok daha ciddi bir sorunu var…
Kaç lira belirlenirse belirlensin, çalışanların çoğu asgari ücreti bile alamıyor…
Asgari ücretin çok altında kölelik düzeninde çalıştırılıyor…
20-30 TL yevmiye ile veya aylık 700-800 TL ücretle çalışmak zorunda kalan çok insan var.
Özellikle taşrada, asgari ücret bile aranır oldu…
Hem asgari ücretin altında çalıştırılıyorlar, hem de sigortaları yapılmıyor…
Bazılarının asgari ücret üzerinden sigortası yapılıyor… Asgari ücretten maaşları zorunlu olarak bankaya yatırılıyor, ama bir kısmını işverene elden zoraki iade ediyorlar.
Daha da önemli bir sorun, kaçak işçi çalıştırılması…
Suriyeliler, Afganlar, Gürcistan’dan gelenler ucuz iş gücü…
Her yerde Suriyeli bir veya birkaç çalışana rastlamak mümkün…
Ucuz ve kaçak çalıştıkları için işverene cazip geliyor…
Suriyeliler ucuz da olsa çalışırken, gençlerimiz işsiz dolaşıyor…
Zor da olsa iş bulabilenler de çok ucuza çalışmaya mecbur kalıyor…
Asgari ücretin kaç lira olacağı tabii ki de çok önemli…
Ama daha da önemlisi, kayıt dışı çalışmayı ortadan kaldırmak… 
Ve de tüm çalışanlara en azından asgari ücreti almalarını sağlamaktır…

*****

Yumurta ve yoğurt

“Yumurtaları ne kadara satıyorsun?” diye sordu.
Yaşlı adam cevap verdi:
- Tanesi 1 lira hanımefendi…
Kadın:
- 5 liraya 8 yumurta alacağım, yoksa gideceğim.
Yaşlı satıcı, şöyle cevap verdi:
- Gel istediğin fiyata al. Belki de bu iyi bir başlangıç olur. Çünkü bugün tek bir yumurta bile satamadım.
Kadın, yumurtaları aldı ve kazandığını (!) düşünerek çekip gitti.
Süslü ve pahalı arabasına bindi, arkadaşıyla lüks bir lokantaya gitti. 
Lüks lokantada, kadın ve arkadaşı, istedikleri her şeyi sipariş etti. 
Biraz yediler ve sipariş ettikleri birçok şeyi de yemeden bıraktılar. 
Sonra hesabı istedi.
Hesap, 150 TL geldi… 
Kadın, 200 TL verdi ve üstü kalsın, dedi…
5 yumurtayı 2 TL ucuza alabilmek için pazarlık eden kadın, gözünü kırpmadan 50 TL bahşiş bıraktı…
Muhtaç olanlardan satın aldığımız zaman güç bizde oluyor…
İhtiyacı olmayan insanlara karşı son derece cömert davranıyoruz.
Eski insanlarımız, ihtiyacı olmasa bile yüksek fiyatla fakir insanlardan basit ürünler satın alırdı. Kendilerine gereksiz şeyler için fazladan para öderdi. Sorunlara da, “Bu, insanların onurunu kırmadan, yapılan yardımdır” derlerdi…
Karlı bir kış günü, ermiş bir zat dışarıyı seyrediyormuş. Yoğurtçunun sesini duyunca, hanımına “Kap getir, yoğurt alayım” der. Hanımı “Yoğurt var. İhtiyacımız yok” deyince, adamın cevabı manidardır; “Bizim ihtiyacımız yok ama yoğurtçunun ihtiyacı var ki bu soğukta sokaktan üçüncü geçişi…”

***

TEBESSÜM

Asansör

Bir gün Temel, 10. katta oturan oğlunu ziyarete gider… 
Temel, yorgun ve perişan bir vaziyette eve girer.
Oğlu sorar:
- Baba niye asansöre binmedin?
- Asansör 6 kişilikti. Bekledim, 5 kişi gelmeyince ben de binmedim…

*****
GÜNÜN SÖZÜ
Çalışmak, bizi şu üç beladan kurtarır; can sıkıntısı, kötü alışkanlıklar ve yoksulluk. 
 Voltaire