23 Ekim Çarşamba günü Lütfü Kırdar Kongre merkezinde düzenlenen 4. Ar-Ge ve İnovasyon zirvesi ve sergisine katıldım. Ülkemizde ar-ge’nin ticarileşmesi süreci içerisinde katma değer ürün üretimi ve inovasyon çalışmaları önem arz etmektedir. Bu bağlamda; Mimar ve Mühendisler grubunun (MMG) ülke ekonomisinin geleceği için çok önemli olan bu konuyu gündemimize taşımasını önemsiyorum.

Yerli akılla küresel pazarlara

4. Ar-ge ve İnovasyon zirvesinin bu yıl ki motto’su “ Yerli akılla küresel pazarlara” olarak belirlenmiş. Yerli akılla üretilen, katma değer ürünlerin küresel pazarlarda alıcı bulabilmesi çok önemli. Ar-Ge ve İnovasyon zirvesine katılan konuşmacılarda bu doğrultuda konuları el aldılar.

Konuşmacılar;

  • Yerli yeniliğin finansmanı: küresel yatırımlar, yerli girişimciler.
  • Yapay zeka ve oyunlaştırmanın iletişim sektöründeki iz düşümü.
  • Bilginin ticarileşmesi: girişimci akademisyenler, küresel patentler.
  • Üretim teknolojilerinde paradigma değiştiren yenilikler.
  • Yerli ağlardan küresel pazarlara.
  • Yerli akılla girişimci üniversitelerin inşa edilmesi.
  • Küresel pazarlarda sertifikasyonda öz yeterlilik.
  • Yerli yenilikçi enerji arzında kömürün rolü

başlıklarında sunumlarını gerçekleştirdiler.  

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın ar-ge ve inovasyon faaliyetlerine sağladığı desteklerin dışında Mimar ve Mühendisler grubu (MMG) gibi STK’ların çalışmalarını da çok faydalı buluyorum

Küresel rekabette dijital dönüşüme ayak uydurabilmek.

Dünya’da dijital bir dönüşüm yaşanmakta ve biz bu dönüşüme ayak uydurmak zorundayız. Tüm teknolojik gelişmeleri yakından takip ederek dünyaya açılmamız gerekiyor. Özellikle yazılım konusunda yetişmiş insan gücümüzü beyin göçüyle yurt dışına kaptırmamalıyız. Tam tersine durumu tersine çevirerek beyin göçü olan bir ülke haline gelmeliyiz. Bu bağlamda; Ar-Ge şirketlerimiz, teknoparklarımız ve üniversitelerimizin işbirlikleri sürece önemli katkılar sağlayacaktır.

Ar-ge zirvesinde Avrupa Birliği vurgusu.

4. Ar-ge ve İnovasyon zirvesine katılan Dış işleri bakan yardımcısı ve Avrupa Birliği Başkanı, Büyükelçi Faruk Kaymakçı; Türkiye’nin ithalat ve ihracatında AB’nin en büyük pazar olduğunu söyleyerek, AB üyeliğinin ülkemiz açısından bir aşk olduğunu kara sevda ya da bir hayranlık olmadığını belirtti. AB üyeliğine bir çıkar meselesi olarak bakan Kaymakçı; Eğer Türkiye güçlü ülke olmak istiyorsa bunun olacağı yer AB’nin merkezidir başka seçeneğimiz yok diye konuştu.

Dış işleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Faruk Kaymakçı; toplantıya katılan yaklaşık 350 kişiye Türkiye’nin muhtemel AB üyeliği hakkında ne düşündüklerini sordu. İnternet üzerinden interaktif olarak yapılan ankette zirveye katılanların çoğunluğu AB üyeliğine karşı olduklarını beyan ederken, Bakan Yardımcısı Kaymakçı Türkiye ekonomisinin geleceği açısından AB üyeliğinin çok önemli olduğu konusunda katılımcıları ikna etmeye çalıştı.

Ufuk 2020 projesinin yeni ismi Ufuk Avrupa olacak. 

Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı; TÜBİTAK önderliğinde yürüttükleri Ufuk 2020 projesinin yeni adının Ufuk Avrupa olacağını belirterek, 2021-2027 dönemini kapsayacak projenin bütçesinin yaklaşık 78 milyar euro olduğunu söyledi. Kaymakçı; Söz konusu dönemde 160 milyar euro'luk araştırma yenilik bütçesinin ayrıldığını belirterek, Ufuk Avrupa programından maksimum fayda sağlamak için firmaların, STK’ların katılımlarının çok önemli olduğunu sözlerine ekledi.