Sivas Kongresi sonuçları ülke çapında büyük coşkuyla karşılanmış, millî hareketin her yerde egemen olduğu düşüncesi giderek güç kazanmıştı. Atatürk, 27 Aralık 1919'da Ankara'ya geldi. Kurtuluş Savaşının ve yeni kurulacak millî Devletin merkezi yönetim yeri de belli olmuştu.

Sivas Kongresi kararına uygun olarak son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ı 12 Ocak 1920'de toplandı. Ancak, Meclis içindeki vatanseverler, bütün çabalarına rağmen padişahın egemenliğine dayalı sistemin ortam ve alışkanlıklarını yok edememişlerdi. Bu durum, Meclis-i Mebusan'a bağlanan  ümitleri de yıkıyordu. Ama, yine de anayasal nitelikte önemli bir karar alınabildi. 28 Ocak 1920 tarihli bu karar, "ulusal and" anlamına gelen "Misak-ı Millî" idi.    

Misak-ı Millî (ulusal and), daha Erzurum Kongresi sırasında biçimlenmeye başlanmış, Sivas Kongresi'nde olgunlaşmış ve sonuçta esasları doğrudan doğruya Atatürk tarafından yazılmıştı. Temel ilke olarak, "vatanın ve milletin bõlünmezliği" vurgulanıyordu.
Meclis-i Mebusan'da alınan ve ilan edilen Misak-ı Millî kararı, Ayan Meclisinde görüşülmedi. Dolayısıyla onaylanmak üzere padişahın önüne de gelmedi.
Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yer alan "Türk vatanı ve milletin bölünmezliği" ilkesinin millî ve hukukî dayanağı, "Misak-ı Millî"di.

Mustafa Kemal 13 Aralık 1919'da Sivas'tan Ankara'ya hareket etti. Yolda Kayseri ve Kırşehir'e uğradı. Kırşehir'de gece şerefine fener alayı tertip eden halka: 
Bu milletin içinden çıkan bir Kemal: 

"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini 
Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini." 
Gene bu milletin bağrından çıkan bir Kemal de diyor ki: 
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini 
Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara maderini." 

Mustafa Kemal'in bu sözleri, kurtuluş umudunun ve büyük ülküsünün anlatımıydı.

27 Aralık 1919'da Mustafa Kemal Paşa, bir kısım arkadaşları ve Heyet-i Temsiliye üyeleri ile beraber Ankara'ya gelmişti. Artık Millî Mücadele Ankara'dan yönetiliyordu. 

23 Nisan 1920'de yurdun her bölgesinden gelen millet temsilcileriyle Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Sivas Kongresi'nde teşkil edilen ve 27 Aralık 1919 Cumartesi gününden beri Ankara'da çalışan "Heyet-i Temsiliye" görevini, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bırakmıştı. 

SONUÇ

Sivas Kongresi kararlarıyla, Türk Ulusu'nun, kendisiyle ilgili kararları, ancak kendisinin verebileceğinin altı bir kez daha çizilmişti. Bu kararlarla, vatanın bölünmez bir bütün olduğu, milli iradenin hakim kılınacağı, manda ve himayenin kabul olunamayacağı ve bunların sağlanması için güçlerin birleştirileceği kaydedilmişti. 
Sivas Kongresi'nin bize bıraktığı en büyük öğreti, yol aydınlığı ve miras buydu. Bu mirası, demokrat bir yaklaşımla, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir anlayışla geliştirip, zenginleştirerek yaşamak ve yaşatmak görevimizdir. Bunun için, Kongre'nin bir hafta olarak kutlanması, gençlerimize Kongrenin önemini anlatma açısından yararlı olacaktır.

Sivas'tan dünyaya açılan pencere, ışık dolu, aydınlık dolu bir penceredir. Sivas'tan, geriye gidilmez.  Uygarlıklara beşiklik etmiş ve adı Cumhuriyet'le birlikte anılan, hoşgörünün, sevginin, saygının, insani değerlerin ve kültürlerin harmanlandığı, sazıyla sözün en güzelinin söylendiği Sivas, Türkiye gibi ileri gitmek zorundadır.