15 Temmuz'da girişilen darbe teşebbüsünün atlatılmasından sonra önümüzdeki tabloya bakalım:

Hükümet tarafından uygulamaya konulan OHAL uygulamaları ile özellikle Fethullah Gülen Cemaati ile ilgili geniş kapsamlı bir operasyon yapılıyor. OHAL'ın millete karşı değil, millete pusu kuranlara karşı alınmış Anayasal bir önlem olduğunu da söylemeliyiz. Ülkenin çok büyük bir tehlikeden geçtiği günümüzde bu temizlik hareketini yerinde buluyoruz. Ancak, her zaman söylediğimiz gibi sap ile samanı da karıştırmamak gerekiyor.

Nitekim OHAL çerçevesi içinde suçlu ile suçsuzun birbirine karıştırılmaması gerektiği konusunda kamuoyunun da duyarlı olduğunu görmekteyiz. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada bu duyarlılığı açık yüreklilikle ortaya koyuyor:

"Suçsuz günahsız insanlarımızı mağdur etmek en az terör örgütünün yaptığı kadar yanlıştır. Toplu görevden almalar yaparken sağlam delillere dayanmak esastır. İdari tedbirler hızla alınırken mazlumlara ilişilmemiştir. Suçlu ile suçsuz birbirine karıştırılmamalıdır. Bu milletin tertemiz ve şerefli evlatları sokaklarda işsiz güçsüz gezerken, terör örgütü FETÖ'nün TSK'ya yasa dışı yollardan girip devlete saldırma aşamasına gelmesi herkese ders olmalıdır. Yıllarca pırıl pırıl milliyetçi, ülkücü kimseler bürokrasiden dışlanmıştır. AKP Hükümeti de maalesef buna sessiz kalmış, çoğu kez de ortak olmuştur. Önce Türk Milleti, önce Türkiye demedikten sonra allame olsa ne yazacak? Hem övüneceğiz, hem çok çalışacağız. Bizim bizden başka dostumuz yoktur. Bunu bileceğiz ve unutmayacağız. "

15 Temmuz darbe girişimine karşı milletimizin ve siyasi partilerimizin gösterdiği birlik ve bütünlük hiç kuşkusuz önemlidir. Bu darbe girişi milletimizin bir tehlike karşısında nasıl kenetlendiğini de gösteriyor. Küçümsenmemesi ve örnek alınması gereken davranışları da gözlemliyoruz.

Bizim yıllardır dillendirdiğimiz bir konu var. Dış güçler, bazı kişileri koz olarak ellerinde bulunuyor. Geçmişte PKK Lideri terörist başı Öcalan'ı yıllardır kullananlar, şimdi Gülen Cemaatinin Lideri Fethullah Gülen'i kullanıyor.

Nitekim, 15 Temmuz darbe girişiminin şifreleri çözülürken, bu gerçekler de ortaya çıkmaya başladı.

İşte MHP Lideri Bahçeli bu önemli konuya da değinerek kamuoyunu uyarmak istiyor ve görüşlerini şöyle yansıtıyor:

"Türkiye ile hesabı olan çevreler terörist başı Gülen'i koz olarak ellerinde tutmuşlardır. FETÖ'cü terör çetesi kimin işine yarıyorsa onun tarafından silah gibi kullanılmıştır. Türkiye tarihindeki darbe girişimlerinden hiçbiri Türkiye Cumhuriyeti'ni bu kadar derinden sarsmamıştır. Bize göre 15 Temmuz bir işgal teşebbüsüdür. 15 Temmuz'da TBMM'yi bombalayan namussuzlarla Osmangazi'nin türbesini tekmeleyen barbarlar arasında hiç fark yoktur. FETÖ terör örgütü düşmanın ta kendisidir, lanet oluşumudur. Din ve iman muhalifidir. Paralel devlet yapısı Türkiye'ye PKK kadar ağır darbe vurmaya cüret eden şebekedir. Bunlar devleti ele geçirip tüm güvenlik kilitlerini kırarak devleti parçalamayı amaçlamışlardır. Şu ana kadar 13 bini aşkın kişi gözaltına alınmıştır. 45 bin 954 kamu görevlisi görevinden uzaklaştırılmıştır. TSK'nın general kadrosunun yüzde 35'i şu anda demir parmaklıklar arasındadır. Bu darbenin arkasında CIA'nın olduğu iddiaları dillendirilmektedir. Şayet bu iddialar doğruysa yani hainlerin arkasında CIA ve Pentagon duruyorsa karşımızda çok ciddi bir sorun var demektir. ABD bunun altından kalkamayacaktır. Eğer böyleyse iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik ilişkisi ciddi anlamda zarar görecektir. Suriye'deki kabus atmosferi Türkiye'ye kaydırılmak istenmektedir.  "

MHP Lideri'nin bizim de çok önemsediğimiz Suriye konusundaki endişelerine de değinmeden geçemeyeceğiz.

"Ne hazindir ki şu günlerde Halep'e insani yardım ulaştıracak bir koridor açılamazsa insanlar kırılacaktır. 8 Temmuz'dan itibaren Halep'in nefes borusu PYD ve Esad rejimi tarafından kesilmiştir. Halep'teki soydaşlarımız ve din kardeşlerimiz zor durumdadır. İç sorunlarımız olsa da Halep'e seyirci kalamayız. Irak'ta Müslüman ve Türkmen kanı döken katiller, bu defa da son yurdumuzda iştahla devreye girmişlerdir. FETÖ terör örgütü bunların Türkiye'ye tutunmuş yapılarıdır. 12 Eylül'de 'bizim çocuklar kazandı' diyorlardı. 15 Temmuz'da bunların gayri meşru çocukları kaybetti. Tankların önüne milli irade dikildi, teröristlere Osmanlı şamarını indirdi. Millet oyunu gördü ve maskeleri düşürdü. Bu birlik ruhu mutlaka korunmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti her türlü güvenlik riskine açıktır."

Özellikle vurgulamak istediğimiz bir konu daha var:

Darbecilere karşı girişilen gözaltı ve tutuklamalarda kamuoyunda bir rahatsızlığın olduğu görülüyor. Aynı şekilde AB'nin de bu konuda uyarıları ve rahatsızlıkları mutlaka göz önünde bulundurulmalı, bu rahatsızlıkların giderilmesi konusunda adımlar mutlaka atılmalıdır. Avrupa'nın bakışının çok önemli olduğunu söylemeye gerek görmüyoruz.  Ekonomik alanda kuşkuların da giderilmesi ile normal hayata dönülmesi ve Türkiye'nin önündeki pürüzlerin tamamen temizlenmesi gerekiyor.

Milletçe bu sıkıntılı günleri de mutlaka atlatacağız.